Zonguldak’ta aynı hastalık devam ediyor.
Azalmasını beklerken.
Aksine artıyor.
Kişiselleştirmeyeceğim.
Çünkü sorun toplumsal bir hastalık.
Bulaşıcı.
Kaldı ki bu bulaşıcılığı siyasetçiler, bürokratlar yayınca şehir tüm enerjisini saçma sapan işlere harcıyor.
Şehir bazen bir sürü psikolojisi ile takılıp gidiyor bu yanlışların peşinde.
Geçmişten ders çıkarmayan ve çıkarmamak için inat eden, komplekslerine yenilenler ne yazık ki yine bizim değerli insanlarımız.
Yani biz zaman zaman Yusuf Yılmaz’ın görüşlerini neden paylaşıyoruz.
Siyasetçilerimizin, bürokratlarımızın, STK temsilcilerimizin yüzüne söylüyoruz.
Denenmiş ve yanılmışları devam ettirmenin günümüz siyasetçilerine hiçbir şey kazandırmayacağını anlatmak için.
Anlamıyorlar.
Anlamak istemiyorlar.
Z HABER her zaman şunu diyor.
Ötekileştiren ötekileşir.
Kin eken nefret biçer.
Yok sayan yok olur.
Birleştiren büyür.
Empati yapan kazanır.
“Zonguldak’ı şöyle seviyorum, böyle çalışıyorum” demek yeterli değil.
Zonguldak’ı seven Zonguldak’ı barıştırmak için çalışır!
Rekabet, savaş yapılacaksa da o da hizmetle yapılır.
Biz modaya uymadan sizleri samimiyet ve inandığımız doğrularla uyarmaya devam edeceğiz.
Zonguldakspor’dan korkmayın!
Yine bir hastalık.
Zonguldakspor hastalığı.
Kimi ekonomiyi dert eder.
Kimi Zonguldakspor’u.
Kimi ‘Demir’leri bahane eder, kimi yönetimindeki bir iki ismi.
Zonguldakspor şehrin en önemli moral değeri.
Zonguldak için, şehir için futboldan çok daha ötesi.
Sosyal, kültürel ve ekonomik sonuçlara etki edecek bir takım.
Yönetimi, ekonomisi ile şeffaf bir yapıya kavuştu daha fazlasını da yapmak için çalışıyorlar.
Üyeliklere açık hale geldi.
Tesisleşme ve alt yapı konusunda ilk defa kurumsal adımlar atılıyor.
İsteyen üye olacak isteyen başkan adayı.
Yani yıllardan beri haklı olarak eleştirdiğimiz ne varsa hepsi geride kalıyor.
Zonguldak’ta büyük bir kitle -ki esnaf ve iş dünyası başta geliyor- inatla sahip çıkmıyor.
Bazıları da ne yazık ki bir iki siyasetçinin ağzına bakıyor.
Destek anlamında duyarlı olanların sayısı da artıyor ancak demek ki Harun Demir yönetiminin bu konuda değişimi daha fazla anlatması gerekiyor.
Bahsettiğim takıma bağışlar değil.
Zonguldak’ta her yerel market, her kurumsal market, her kurum afişlerle kenti süsleyebilirdi.
Yani bu yolla kendi reklamlarını da yaparlardı.
Ancak nasıl bir kör bakış ki üç kuruş afiş parasından kaçalım derken şehre ihanetin bir parçası oluyorlar.
Kozlu Manavı’nı kutluyoruz.
Özgür Kuru bu işlerde duyarlıdır.
Burger Inn’ı de kutluyoruz.
Maç bileti ile gelenlere yüzde 20 indirim yaptı.
Bu şehrin pek çok derdi olabilir.
Ama Zonguldakspor ile insanlarımız biraz olsun moral bulup nefes alabilir!
Siyasette çok önemli gelişme!
Geçmişten beri böyledir.
İktidar partili olunca muhalefeti görmezsiniz, yok sayarsınız.
Siyasi ilişkilerin ötesinde insani ve sosyal ilişkilere zarar verirsiniz.
Son dönemde Ak Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan ile CHP İl Başkanı Devrim Dural arasında konu bazlı polemikleri – açıklamaları takip ediyoruz.
Çağlayan’ın il başkanlığının tescillendiği kongrenin ardından diğer siyasi partilerin il başkanları ile tek masa etrafında bir araya gelmesi, hepsini buluşturması siyaset üstü bir yaklaşım.
Elbette görüş ayrılıkları, karşılıklı eleştiriler, rekabet ve sataşmalar devam edecektir.
Ancak bu buluşmalar bazı şeyleri daha çok normalleştirecek, ağızdan çıkabilecek kırıcı sözleri karşılıklı olarak revize edecektir.
Şehir kavgayı seviyor.
Siyaset kavgayı seviyor.
Ancak bu buluşmalar bazı şeylerin normal seyrinde olması adına önemli.
Hem Çağlayan’ı hem de katılımcı tüm siyasi parti il başkanlarını tebrik ediyoruz.
Hepiniz bu şehre çok güzel mesaj verdiniz.
Zonguldak kötü anılmasın!
Geçmişten beri bürokratlarımız ve siyasetçilerimiz her olumsuz haber sonrası serzenişte bulunurlar.
“Zonguldak’ın adı kötü anılmasın”
Tamam.
Geçmişte Avukat Merve Kır yaşananları paylaştığında olay farklı yerlere gitti.
Sonrasında Çaycuma’da 2 yaşındaki Nisanur bebek ve 8 yaşındaki ablasına istismar olayı patladı.
İncivez merkezli fuhuş operasyonunda 14-16 yaşındaki iki kız çocuğu ile ilişkiye giren ve pazarlayan 23 kişi tutuklandı.
Arada pek çok benzer olay var.
Son olarak Kilimli’de 3.5 yaşındaki Efe annesi tarafından canice boğularak öldürüldü.
Olay bu aşamaya neden ve nasıl geldi peki?
Bugüne kadar neden kimse ilgilenmedi?
Bu aile içi işler konusunda bugüne kadar bir şikayet var mı yok mu?
Varsa bu çocuğun koruma altına alınması için bir çalışma yapıldı mı yapılmadı mı?
Kilimli olayının perde arkasında daha pek çok şey var.
Neyse, Zonguldak ne yazık ki yine manşetlerde.
“Zonguldak’ın adı kötü anılmasın” demek yetmiyor.
Devletimizin yetkili organları Merve Kır’ı veya bu konulardan haberdar olan isimleri davet edip dinlesin!
Varsa benzer durumlar başka çocuklar ölmesin!
Zonguldak esnafına!
Zonguldak esnafımıza çağrılarımız devam ediyor.
Kendinize çeki düzen verin.
Halk deyimi ile;
“Müşteri velinimetinizdir!”