Zonguldak’ta çok acayip işler oluyor.
Her alanda.
Pek çok yerde sade bir vatandaş iseniz işleriniz zorlaşıyor.
Bazen kaderiniz ve zaman kullanımınız tombaladan memur olmuş bir beyinsizin keyfine kalıyor.
Bu sadece en alt seviyede böyle değil.
Üst seviyede de böyle.
Zonguldak’ta şehir adına bir iş yapılacaksa; “O ne der, bu ne der” endişesi yaşanıyor.
Memur talimat bekliyor.
Müdür kamusal sorumluluk sınırları ve ahlaki değerler sınırları ölçüsünde takdir hakkını kullanamıyor.
Onun üzerindekiler falanca siyasetçi bir şey der mi, falanca milletvekili ne der, gazeteci ne yazar korkaklığı ve acizliği içinde.
Bu tümden şehir için bir sorun.
Bazıları da; “Falanca yere atanırım onu üzmeyeyim, buna sormadan iş yapmayayım” telaşında.
Ayıp.
Yazık bu devletin size verdiği o paralara.
Liyakat işte bu nedenle önemli.
Siyaset mi sizi bu hala getirdi?
Yoksa sendikal kılıflar mı?
Yoksa siz mi kendinize göre kılıflar uyduruyorsunuz?
Sayın vali.
Sayın daire müdürleri.
Yeni binalar, sendikal güvenceler halkı memnun etmez.
Önemli olan o binaların içine giren insanları nasıl gönderebildiğiniz.
Halkı memnun edecek olan vatandaşın siyasi kimliklerine, akrabalık bağlarına, kimin selamıyla geldiğine bakılmaksızın işlerinin en hızlı ve doğru şekilde görülmesidir.
Kurum personellerinin görevi; ‘halkla iletişim’ kurarak zorlaştıran değil kolaylaştıran olabilmeleridir!
Herkes bir talimat ve selam ararsa yandık!
Tüm kurumlar için söylüyorum.
Kendilerine çeki düzen vermeyenleri tek tek deşifre edeceğimizin de bilinmesini isteriz!
Din kardeşliği mi din kalleşliği mi!
Son seçimin önemli konularından biriydi ülkemizi istila etme noktasını aşmış durumdaki göçmenler.
Olayın insani meselesi ayrı.
Türkiye zaten fazlasıyla bunu yaptı.
Ancak ülke bedeller ödüyor.
Ve olayın vahameti bazı işverenlerin;
“Biz Türkleri çalıştıramıyoruz. Bu adamlar yarı parasına çalışıyor” diye özetlenemeyecek kadar büyük.
Yine bazı kesimlerin;
“Bunlar bizim Müslüman kardeşlerimiz” olgusunun çok ötesine geçmiş bir durumdayız.
Ak Parti’ye oy verenler arasında da düzensiz göçmen- kaçak veya mülteci diye adlandırılan bu kişilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadan iadeleri konusunda da keskin görüşler var.
Olaya Zonguldak yerelinden bakmayalım!
Olaya sadece Ümit Özdağ cephesinden de bakmayalım.
Ama Türkiye için açık tehdit haline gelen bu durum net bir işgal tablosu!
İnsani.
Hukuki.
Tüm zeminler sağlanarak ülkemizin daha fazla işgal edilmesinin önüne geçilmesi bir siyaset meselesi değil ülke meselesi olarak kabul edilmeli!
Din kardeşliği din kalleşliğine dönmüş durumda!
Devrek’te neler oluyor!
Devrek’te sokak olayları yaşanıyor.
Önceden beri farklı gruplar arasında hesaplaşmalar yaşanmış.
Olaylar olabilir.
Devlet yeri geldiğinde şefkatini yeri geldiğinde kanun maddesini gösterir.
Anlaşılan o ki biraz gevşek davranmışlar.
Olmaz.
Küçücük bir yerde bu işlerin bu boyuta gelmiş olması bir idareci boşluğunu gösteriyor.
Kimseyi ayırmadan – kayırmadan.
Bazı olaylar sadece sıradan bir kavga değildir.
İdareciler idare etmeye, talimat beklemeye devam ederse yarın birilerinin canı yanar!
Buradan uyarıyoruz!