Bülent Ecevit Üniversitesi’nde bölümlere teker teker kilit vuruluyor.
Öğrenci sayısı hızla düşüyor.
Akademisyenler teker teker gidiyor.
Sekiz – on tane çok net nedenleri var.
Bunların bazılarına doğrudan müdahale etmek mümkün.
Bazıları ise Türkiye’nin genel durumuyla ilgili.
Bu şehir asıl meseleleri konuşmuyor.
Milletvekilleri öyle.
Belediye başkanları öyle.
Siyasi partiler öyle.
STK’lar öyle.
Eeee biz de onlara uyduğumuzda tamamdır bu iş.
Sayın Vali Mustafa Tutulmaz başta olmak üzere,  tüm Milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, ZBEÜ yönetimi ve STK’lar yeni rektör kim olacaksa atama yapılmasının ardından derhal masaya oturmak zorunda.
Her ayın bir günü tam gün üniversite konulu toplantı şart.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi konusunda hepimiz sorumluyuz.
Bu şehirde ekonomi çarkının artarak dönmesi, Zonguldak’ın ve üniversitemizin çok daha fazla tercih edilen bir şehir olması, sosyal ve kültürel temponun artması adına çok hızlı ve önemli dokunuşlar şart.
Biz de üzerimize düşeni yapalım.
Siz doğru bir adım atarsanız, basını yok saymaz şehir adına yeni bir akım başlatabiliriz.
Makamlarda, pastanelerde, masalarda goy-goy yaparak geçirdiğiniz vakitlerden biraz zaman ayırın lütfen!
Biriniz rektörü, birinin genel sekreteri bahane yapmasın.
Üniversitemizin öğrenci sayısının yarıya inmesi, akademisyen sayısının yüzde 30 eksilmesi kaç ekmek kapısının kapanması demek?
Öyle şuraya- buraya fakülte- meslek okulu istemekle olmuyor bu iş!
Boş binalara bakıp ne yapacağız?
Öyle değil mi Sayın Valim!
Siz de küsüp çekilmeyin bir köşeye.
Afyon modeli gibi düşünelim!
Bu işi olsa olsa siz başlatırsınız.
Siz başlatmazsanız başlayamayız!

Kızılay rantçıları!
Türk Kızılay Zonguldak Şubesi’nin seçim sürecinde yaşananları izliyor musunuz?
Ben izlemiyorum.
Midem bulanıyor.
İpini koparak Kızılay’a başkan olmaya çalışıyor.
Geçmişten beri Kızılay’ı oy ambarı, geçim kaynağı, siyasi rant yeri, kimlik kazanma sahası olarak görülmüş.
Öyle bir yer ki borsa gibi.
Beş para etmez adamı yönetime koyarsan değeri altından ve borsadan daha fazla yükseliyor!
Başkan ile arası iyi olan mal satmaya çalışıyor.
Kimisi battaniye, kimisi bulgur satıyor.
Vatandaştan toplanan yardımları dağıtarak kendi cebinden harcıyormuş gibi reklam yapan başkanları gördük biz bu kurumda.
Bu şehrin bunca acil sorunu için kılını kıpırdatmayan ahali sıraya girmiş, Kızılay’ın yönetimine girmeye, yönetimini belirlemeye çalışıyor.
Kimi bulgur satacak.
Kimi kartvizit yapıp, siyasetçinin selamıyla gelene yardım dağıtacak!
Ak Partili siyasetçiler de sanıyorum kendi içlerinde Kızılay’ı göbekten kendilerine bağlama savaşı veriyor!
Yazık ya.
Vallahi yazık.
Şu halinize uzaktan bir bakın hele!

Gürkay Gündoğan – Ali Sencer Arslan
DHA Zonguldak bürosunda 10 yılı aşkın zamandır başarıyla ve gecesini gündüzünü katarak çoğu zaman tek çalışan kardeşimiz Gürkay Gündoğan kısmi kulvar değiştirerek bundan böyle Genel Maden İşçileri Sendikası Basın Bürosunda görev yapmaya başladı.
Zonguldak basınında son yıllarda örnekle gösterilebilecek bir çıkış yakalayan Gürkay Gündoğan’a bundan sonraki süreçte başarılar diliyoruz.
Gürkay Gündoğan’dan boşalan Zonguldak temsilciliğine ise yaklaşık bir yıl önce Z HABER ile basın camiasına adım atan ve kısa sürede kendisini ispatlayan Ali Sencer Arslan getirildi. Ali Sencer çizgisini ve duruşunu değiştirmediği ve kendisini sürekli geliştirmeye devam ettiği sürece önü çok açık. Z HABER’e bu zamana kadar verdiği emekler için teşekkür ediyor yeni adresinde başarılar diliyoruz. 

Vay be Çetin abim!
Bizim sektörün ne kadar vefasız olduğunu çok gördük.
Bizler bizden öncekilere ne kadar vefasızlık ettiysek gelecek kuşaklar da bizle vefasızlık yapacak.
Rahmetli Çetin Sezgin’in 17 Mart ölüm yıl dönümü.
Çetin abi çok çalışkan, sürekli bir şeyler ile uğraşır, üretir ve paylaşırdı.
Zonguldakspor Tarihi kitabının birinci cildinin baskısı Bayram Tomakin’in de çok büyük emekleri ile Pusula Yayınları’ndan çıkmıştı.
Bazen inanılmaz duygusal ama bir o kadar da sürekli üretmek isteyen ruh hali şehirdeki duyarsızlığa isyan eden eski tüfekti.
Bizler adını yaşatamadık.
Diğer araştırmalarını kitaplaştıramadık.
Evladına da sahip çıkamadık, destek olamadık.
Fırsat buldukça Cuma’ları mezarlığa gidiyorum.
Rahmetli babam Yaşar Öksüz, kayınpederim Cahit Şenel ile birlikte manevi büyüğümüz Hüseyin Şeker, gazeteci büyüklerimiz Harun Ersoy, Çetin Sezgin ve Ali Bahadır’ın mezarlarına uğruyorum.
Mezarlığın sessiz uğultusunda, uzaktan gelen çocuk seslerine karışıyor hayatın gerçeği!
Bir daha çocuk olamayacağımıza göre!
Hepsi aynı bölgede.
Metin Koçaklı da Yalçın Arslan’a komşu olmuş.
İleride yol ayrımında Ergin Erdem var.
Aralarında en küskünü, en sitemkarı o!
Vay be!
Az veya çok yaşanmışlıklardan yola çıkarak bir dua ile teselli ediyoruz kendimizi.
Mekanları cennet olsun.

Z HABER’den
Bazen çok soran oluyor.
“Z HABER’in arkasında kim var?” diye.
Açık veya gizli bir patron yok.
Okur var.
Dostlarımız var.
Zonguldaklılar var.
Hiç kimsenin şu veya bu hesabının hizmetkarı da değiliz.
Eksiğimiz- hatamız olursa düzeltmek de mesleki ve vicdani sorumluluğumuz.
Sizleri en hızlı bilgilendirmeye ve şehrin ana sorunları üzerine kafa yoruyoruz.
Ortak akıl olmazsa olmazımız.
Çok şükür ekip arkadaşlarımızın özverili çalışmaları ile iki seneyi devirdik.
Beş arkadaşımız ile bir kooperatif mantığı ile çalışıyoruz.
Sizlerle birlikte güven odaklı iyi bir çizgi yakaladık.
Birlikte daha iyi şeyler yapmak istiyoruz.
Açık ve net.
Bu çabanın artarak şehir menfaatleri adına devam etmesi için destek olmanız bizleri mutlu eder.
Reklam verebilir.
Abone olabilirsiniz.
Mutlu oluruz.
Sağlıcakla kalın.
Sağlık olsun gerisi hallolur.