Başkent Elektrik bu güne kadar halkı mağdur etti.
Kar dediler.
“Buz yükü” dediler.
“Devrilen ağaçlar” dediler.
“Yenilenmeyen hatlar” dediler.
“Dayanamayan trafolar” dediler.
Planlı plansız kestiler.
Konutlarda cihazları yaktılar.
Evlerde insanları dondurdular.
Vatandaş bir gün olsun; “Beni mağdur ettiniz ben de faturamın yarısını veriyorum” diyebildi mi.
Göstermelik tazminat ödemelerinde bile zorluk çıkardılar.
Faturası geciken her konutun ve iş yerinin kapısına ertesi gün dikildiler.
Kozlu Belediyesi’nin de iki aylık borcu nedeniyle binlerce vatandaşın susuz kalmasına neden olacak bir kesinti yaptılar.
Belediye iktidar- muhalefet diye bakmadılar.
Bu olay bize Secaattin Gonca döneminde seçim öncesi Zonguldak Belediyesi’nin elektriklerini kesen Başkent Elektrik’i hatırlattı.
O zamanlar kurumun başında Selman Nair vardı.
Sonrasında pek çok şey söylendi.
Şimdi politik anlamda olayı farklı değerlendirmek isteyenler olabilir.
Koyarsın gecikme faizini veya yapılandırmanı güncellersin.
Ama halkın temel ihtiyacı suyu kesemezsin!
Gelelim bizim yüzünde güller açan Güler Sabancı ablamıza.
Yani asıl büyük patrona.
Bu durumlardan haberdar mı acaba!
Bu şehrin insanlarını her kış mağdur eden Başkent Elektrik’ten haberdar mı acaba!
Biz buradan yazıp etiketliyoruz.
Olmadıysa da şimdi olacak!
SA!
Ne SA!
MağdurSA!
Ama hata kimde.
Bu kurumları özelleştirenlerde!
Bunlar yarın seçim öncesi yaşanırsa hiç şaşırmayın!

Sitem!
Bir önceki yazıda Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin kente olan katkıları, kent ile üniversite arasında kırılamayan cam duvarı yazdım.
Nedenlerini.
Sonuçlarını.
Beklentileri.
Yazı okunmadı!
Okunmaz.
Neden okunsun ki!
Üç bin – beş bin öğrenci azalınca şu olurmuş- bu olurmuş!
Olsun!
Şehrin gerçek sorunlarını görüp yorumlamaya devam edeceğiz.
Bazen bu şehirde yönetici var mı diye merak ediyoruz gerçekten!
Bir de; “çok haklısın” diyen dostlar var.
Mesele bizim haklı olmamız değil ki.
Mesele sizin kent sakini ve yöneticiler olarak olaya seyirci kalmamanız!

Alkol- siyaset arası!
Ülkede olaylar yaşanıyor.
Dünya yanıyor.
İnsanlık ölüyor.
Tok açın halinden anlamıyor.
Bir de şu yemeli – içmeli fotoğraf paylaşmanın dayanılmaz görgüsüzlüğü yok mu?
Birileri rakı sofrası paylaşıyor!
Diğerleri ayran ve kebap faslı!
Ve üstelik halkla beraber olduğunu söyleyen ve siyaset satanlar yapıyor bunları!