Çatalağzı Belediye binasına dış kapıdan başlayarak kapıları kıra kıra giden ve sonrasında makam odasını parçalayan saldırganların görüntüleri malum.
Dün de dedim.
Burası başkan Adnan Akgün’ün sebze meyve pazarındaki tezgahı değil.
Burası devletin makamı.
Cumhurbaşkanlığının makamı.
Valiliğin makamı.
Devletin kapısı.
Ve halkın makamı.
Yapılan saldırı hepsine, herkese yapılmış bir saldırı.
Burada veya farklı belediyelerde benzer bir durum olduğunda yapılması gereken de başkanların partisine bakmaksızın kenetlenmektir.
Detaya girmeyeceğim.
Bir önceki yazıda paylaştım.
Belediye başkanları toplanıp birlikte gidemedi ama sırayla başkan Adnan Akgün’ü ziyaret edip yanlışın halkın makamında saldırıya karşı net tavır gösteriyorlar.
Bu güzel.
Eksik olan, vakit bulamayan, grip olanlar da muhtemelen bu davranışı gösterecektir.
En önemlisi İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş’ın ziyaretiydi.
Ak Parti milletvekillerinin da bu duruma sessiz kalmayacaklarını düşünüyorum.
Toplumsal uzlaşı ve mafya düzeninin dizginlenmesi adına bunlar önemli.
Şimdi bir başka mesele.
Bu işleri organize eden veya teşvik edenler var mı?
Kimler?
Yarın benzer işlerin olmaması için hangi tedbirler alınacak?
Bürokratlara!
Kimin kiminle takılacağına elbet kimse karar veremez.
Kimin kiminle camiye, tekkeye, meyhaneye gideceğine elbette kimse karar veremez.
Mesai saati içi.
Mesai saati dışı.
İsteyen istediği ile görüşür, buluşur.
Devletin kapıları kanuni çerçevede herkese açık.
Ama!
Ama!
Dolaylı işlerin içinde olan bürokratlar, daire müdürleri, belediye ‘şeyleri’ varsa!
Diyoruz ki;
Kamuoyunca bulaştığı işler, ticaret ahlakı veya her ne kadar kanun karşısında delillendirilmemiş olsa da yanlış işlerin, kirli ticaretin içinde olduğu kamuoyunca bilinen isimler ile mesafenizi koruyamayacaksanız maşa olursunuz!
Tayin, atama, görevde yükselme gibi işler uğruna bu mesafeleri yok ederseniz maşa olursunuz!
Bizden söylemesi!
Elbette maşa da olabilirsiniz.
O da sizin tercihiniz!
Z HABER’den!
Giderek zorlaşan, kirlenen, kendi kendini yok eden, yok edilen medya düzeninde şartlar daha da zorlaşıyor.
Bu şartlarda giderek artan bir ivme ile yolumuza devam ediyoruz.
İlk günden beri Z HABER’in merkezine koyduğumuz ana dinamik; “basında güven” oldu.
Aynı çizgi ve aynı kararlılıkla gitmek için mücadele ediyoruz.
Sadece hızlı haber vermek değil görevimiz.
Toplumsal duyarlılık.
Ortak akıl.
Hizmet.
Şehir ve insana sahip çıkmak.
Daha iyi olmak, daha fazla insanımıza ulaşmak için çalışıyoruz.
‘Güven’in önemini daha iyi gördük.
Teşekkürler tüm okurlarımıza ve dostlarımıza.