Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz’ın çabalarına, gayretlerine, küsmeden, inatla mücadele eden ruhuna tüm okurlarımız adına teşekkür ediyorum.
Elbette kendisini de aşan çok şey var.
Ancak devletin valisi olarak kendisinden kent adına daha fazla beklentilerimiz var.
Şimdi Filyos’ta liman, endüstri sahası ile birlikte müthiş bir yapılaşma yaşanacak.
Filyos’un arka planında şehirleşme artacak.
Ve korkarız ileride yeni bir çarpık Zonguldak ortaya çıkacak.
Bölgede nüfus artacak.
Filyos merkez, Saltukova merkez ve Çaycuma hattında tarım ve diğer araziler imara açılacak.
Yani bir değere sahip olurken diğer değerlerimizi kaybetmekle karşı karşıyayız.
Bölgede 20-30 katlı binalar göreceğiz gelecekte.
Bölgede yeni ve çarpık biz Zonguldak olmaması için tarım alanlarının korunması konusunda üst düzey çaba gösterilmeli.
Bölgede yeni bir çarpık Zonguldak olmaması için, geniş yolların, çevresindeki imar planlarının adam gibi düzenlendiği, kişilerin keyfine göre değişmeyecek ve bölgede yaşanacak betonlaşmanın geleceğimizi karartmasına izin vermeyecek bir düzenleme şart.
Mesela Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın bu yöndeki planlamaları önemli.
Aynı koridorda doğru, kalıcı ve bölgeyi tüm değerleri ile yaşatacak, bölgenin yeni bir Dilovası olmasını engelleyecek, tarım alanlarına daha fazla tecavüzü önleyecek bir anayasa şart.
Bu bölge ile birlikte ilin tamamını kapsayacak adımların atılması bu kentin daha fazla cazip haline gelmesini sağlar diye düşünüyoruz.
Yoksa bölgemizde yeni ekmek - istihdam kapıları açalım derken önlenemez bir talan ile karşı karşıya kalacağız.
Samimi endişe ve dileklerimizdir.
Devlet aklı, devlet vicdanı dikkate alırsa insanlık memnun olur.
Şeker meselesi!
CHP eski Milletvekili Şerafettin Turpçu her ne kadar aktif siyasetin içinde olmasa da ülke ve Zonguldak meseleleri üzerine yaptığı paylaşım, öneri ve eleştirilerle dikkat çekiyor. Bu bağlamda sosyal medyayı da iyi kullanan bir isim oldu.
Turpçu’nun son paylaşımlarından biri şöyleydi;
“Mafyanın videolarını milyonlar izler,
84 milyonun sağlığını tehdit eden kanser yapıcı şeker kotası 2 kat artırılır, ses çıkmaz!"
Yani nişasta bazlı şeker, daha açık anlaşılır sözcüklerle kanserojen, birçok hastalığın nedeni ve erken ölümlere neden olan mısır şurubundan bahsediliyor. Kapatılan şeker fabrikalarının sonrasında kaçınılmaz bir durum galiba. Ama böylesi önemli şeyleri partisi ne olursa olsun bir siyasetçi söyleyince öznesine bakılmaksızın tartışma politize ediliyor.
Kimin söylediği önemli değil.
Peki doğru ne?
Körelttiğimiz vicdanlarımız ve her alanda çok politize olmuş ruh halimizle doğruyu aramaktan vazgeçmiş bir nesil mi olduk?
CHP!
Bir önceki yazıda CHP’nin bu mantıkla hiçbir zaman iktidar olma iddiasını sürdüremeyeceğini yazdım.
Çok sayıda eleştiri geldi.
Eleştirenlere sormak lazım.
İktidarı eleştirmek, siyasette başarı için yeterli mi?
İktidarın alternatifi olmaktan uzak bir CHP ile iktidar mümkün mü?
“İktidar gitsin de nasıl giderse gitsin” diyenlerin öncelikle CHP’nin yönetim şeması, büyütemediği grafiği, bu kadar seçim kaybetmiş genel başkanı Kılıçdaroğlu’na bir bakması gerekir.
Siyaset başkasından önce kendini düzeltme ve halka inandırma sanatıdır!
Tekrar düşünün lütfen.
Uzağa gitmeyin.
Zonguldak örgütlerine bakın.
Bir kaç örnek dışında, CHP’ye inanmış insanların beklentilerine yanıt verebilecek kaç siyasetçiniz var?
Hadi bir düşünün lütfen!
Tribün şovları!
Bu şehirde tribün çok.
Tribün olunca şov yapanlarımız da çok.
Oysa bu şehirde aç, açık insanlar var.
Bu şehirde devletimizin ilgili kurumlarının ve sivil inisiyatiflerin kapısını çalamadığı insanlar var.
Bu şehirde madde kullanımından, intiharlara artan olaylar var.
Bu şehirde çaresiz kalan anneler, hastaneye gidemeyen babalar, çocuğunu okutabilmek için kaçak ocaklarda sürünenler var.
Bu şehrin tüm siyasetçilerine, bürokratlarına, STK’larına tavsiyemiz şu.
Bırakın ucuz polemikleri.
Bırakın sosyal medyadan fotoğraf paylaşma yarışını.
Unutulan, horlanan, yalnızlaştırılan, ötekileştirilen insanlara gidin.
Şiirsel!
Yoksul zamanların serin yüzünden
Sensiz ayazların cemre düşünden
Kaç bahar öldü dirildi ömrümde
Bi çıkıp gelsen sınır ötesinden…