Zonguldak ve ilçelerinde zarar görünenden çok daha fazla.
Devlet, kurumlar ve siyaset sahada.
Selin öncesi ve sonrasına yönelik çok şey söyledik.
Yerel bazda baktığımızda tüm yöneticilerimizin, belediye başkanlarımızın, bürokratlarımızın ve bizlerin daha fazla yapması gerekenler var.
Ders çıkarmazsak bir yıl sonra daha fazlasını yaşayabiliriz.
*
Sel nedeniyle Bartın’a iki bakan giderken Zonguldak’ın ‘bakakalmasını’ eleştirmiştik.
Net bir dille ve samimiyetle.
Toplumun her kesiminden gelen düşüncelerin ortalamasını dillendirdik aslında.
*
Bartın’ın evladı Sayın Yılmaz Tunç Zonguldak’tan geçiyor ama Zonguldak’ta durmuyor.
Olmaz.
Sayın Tunç bakan olarak baba ocağı ana koçağı Bartın’a koşarken İçişleri Bakanı sayın Ali Yerlikaya Bartın incelemelerinin ertesi günü Çaycuma ve Saltukova’ya uğrayıp Ankara’ya gitmişti.
*
Sayın Yerlikaya’nın yanlış yönlendirildiğini ve siyasetin özellikle Devrek’te sınıfta kaldığını yazdım.
*
İki gün sonra Sayın Bakan tekrar Zonguldak’a geldi.
Bu sefer pek çok noktayı bizzat ziyaret ederek bilgi aldı.
Acı gerçeği daha iyi gördü.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Mahinur Özdemir Göktaş’ın da Devrek ve Zonguldak’ta incelemeleri siyasetin ilgisini pekiştirdi.
*
Kötü mü oldu?
Keşke bazı şeyleri bakan ziyaretlerine gerek kalmadan çözebilsek.
*
Sayın Yerlikaya’nın; sorunları, belediye başkanlarının hangi partili olduğuna bakmaksızın şehri ve insanları devlet olarak kucaklaması yüreklerde ve akıllardaki enkazın da kaldırılması için de çok önemliydi.
Bir gazeteciden çok bir vatandaş olarak kendisine teşekkür ediyoruz.
*
Vatandaş olarak hepimiz öncelikle kapımızın önündeki çamurun temizlenmesini istiyoruz ama diğer yerlerde bizden daha fazla ihtiyacı olanları göremiyoruz.
*
Sayın Vali Mustafa Tutulmaz’ın her noktaya ulaşan çabaları önemliydi.
AFAD, İl Özel İdaresi ve ilgili kurumların çabalarına da ayrıca teşekkür ediyoruz.
*
Zonguldak’ta tüm kurum ve kurullar acil tedbirleri konuşmalı ve belediye başkanları radikal kararlardan korkmamalı!

Barınak işi!
Zonguldak’ta hayvan barınakları ne yazık ki birer işkence yuvası.
Vatandaş sokakta sürekli çoğalan köpeklerden rahatsız oluyor.
Belediyeler baskı altında kalarak toplayıp kamplara götürüyor.
Zaman zaman toplu halde farklı noktalara bırakılanları görüyor duyuyoruz.
Hayvansever cemiyetlerimiz de çaba göstererek farkındalık yaratmaya çalışıyor.
Ancak farkındalık yaratalım, yaşanan dramı gösterelim derken sınırlar aşılıyor.
Önce hakaretler  sonra tekmeler ve yumruklar konuşuyor.
Öncelikle tüm merkezler bağımsız denetime açık olmalı ve bu denetimi kimlerin yapacağı netleştirilmeli.
Diğer yandan bu işi en iyi yapmaya çalışan merkezlerden biri Çatalağzı Belediyesi.
Bu çoğalmanın hızı kısırlaştırma politikaları uygulanmadan kesilemez.
Ancak Tarım Müdürümüzün 10 çuval mamayı bile Çatalağzı Belediyesi’ne çok gördü!
Oysa veteriner desteği bile vermeliydi!
Zonguldak’ta günü kurtarma, yarına sallama politikaları ile sorunu çözemeyiz.
Hem hayvanlara işkenceyi sona erdirecek hem de sayıları azaltacak nüfus planlamaları konusunda çok acil ve ortak bir karar alınmalı!