Bizler Zonguldak’ın sorunları konusunda halk ve siyasetçiler arasında köprü olmaya çaba harcarken pek çok kitle, STK ve umursamazın çok da umurunda.
Deneyimli bir siyasetçi büyüğümüz ile sohbet ederken dedi ki;
“Şehrin kaderini siyasiler değil Zonguldaklılar değiştirebilir”
Çok doğru.
Tüm yaşanmışlıklar, eksikler ve fazlalıkların özeti.
Mesela bizde siyasetçilerden dert yanmayan vatandaş, STK temsilcisi, esnaf çok azdır.
Ama iş toplumsal talepleri, önerileri, fikirleri söylemeye geldiğinde nedense çoğunlukla susar, başkalarının söylemesini bekleriz.
O nedenle Zonguldak’ta biz gazetecilerin yazmasını isteyenler çoktur.
İnsanlarımız ne yazık ki bir şeyler söylemeye veya sandıkta bir tercih yapmaya geldiğinde siyasi bir üniforma, ideoloji, hemşericilik duyguları veya bireysel çıkarlar ile hareket ettikleri sürece ortaya karışık bir fotoğraf çıkıyor.
Sonuçta kentin kaderini değiştirmelerini her zaman seçilmişlerden bekledik.
İnandık oy verdik.
İnanmadık oy verdik.
Bu şehirde değişimi hızlandıramıyor, direniyor ve kayıp yıllara ağlıyorsak sorun sadece siyasetçilerde değil bizde- sizde!
Zonguldaklılar böyle istedikten sonra siyasetçiler ne yapsın!
Cumhuriyetçi Emekli Partisi!
CHP’de İl Gençlik Kolları Başkanı Doğukan Güney ile İl Başkanı Murat Pulat arasında uzun zamandır sorun var. Gençlik kolları başkanı gerilimi tırmandırmamak için partiye gelmiyor, il başkanı da partide gençleri görememekten rahatsız olmuyor.
Abi kardeş gibi bu işi konuşup çözelim demesi gereken İl Başkanı Pulat’ın pek de umurunda değil gibi.
Son buluşmada Doğukan’ı fotoğrafa almamış.
Tüzük gereği gençlik ve kadın kolları il başkanları il yönetim kurul toplantılarının doğal üyesidir. Toplantılara katılır. Konu hakkında görüş bildirebilir ancak oy hakkı yoktur.
Kimin haklı olduğunun bir önemi kalmamış.
Klasik bir CHP trajikomedisi var ortada.
Üstelik Pulat bu gençlik kolu başkanı ile gençlik buluşması falan tertip eden iki yöneticiden de çok rahatsız olmalı.
Hatta onları da partiye almamalı.
Sonra diyorlar ki; “İktidar olacağız”
Böyle mi?
Diğer yandan Pulat’ın siyasi bir hırsı da yok.
Midanası da yok.
Pulat’ı bu göreve getirerek kendilerine siyasi ikmal yollarını açma hesabı yapanlar düşünsün.
Çok yakında istifayı basarsa şaşırmayın!
Mehmet Baş – Selim Alan – Mustafa Çağlayan
Ak Partili eski yönetici Mehmet Baş şimdilerde Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’a tepkisini dile getirmek için Başkan Alan ile birlikte Mustafa Çağlayan’ı görevden aldırmak için hangi haberleri yaptırdıklarını, bu haberler karşılığında birkaç gazeteciye 50 bin lira civarında paranın nasıl dağıtıldığını yazıyor.
O günlerde Milletvekili ve İl Başkanı’nın bilgisi dahilinde şahsi hesabına gelen bağışı resmi hesaba aktarmasına rağmen hedef tahtası olan Çağlayan için yazılanların asıl nedeninin bu para meselesi değil, sayın Alan’ın inadı, Çağlayan’dan istenen avantalar olduğu bir kez daha teyitlenmiş oldu.
Oysa ki olaylar bu aşamaya gelinceye kadar Alan’ın tutumu kadar olmasa da Çağlayan’ın da hatalarının olduğunu da kabul etmek gerekir.
Ancak Mehmet Baş’a gelince.
Kendisini bir siyasetçi olarak değil dost olarak sever sayarım.
O günlerde yaptıkları da yanlış, bu günlerde yaptığı da yanlış.
Ya o gün dahil olduğun yanlışın içinde olmayacaktın ya da bugün çıkıp konuşmayacaktın.
Çocuklar yollarda perişan!
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin rektörü değişti.
Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer ve ekibi göreve gelir gelmez, halka, kurumlara, sosyal reflekslere koştu.
Bu günlerde bahar şenlikleri var.
Kampüsün içi binlerce öğrenci ve gençle dolup taşıyor.
İlçelerden gelen öğrencilerin gece geç saatlerde yollarda kaldıklarını ve ilçelere dönemediklerini gördük.
Sorduk.
Dediler araç yok.
Öğrencileri ilçelerden getirecek kadar araç zaten yok.
İşte burada devreye kim girmeli.
Belediyeler.
İlçeler fakülte diyor, yüksekokul diyor, kampüs diyor.
Ama bu çocuklar için ikişer otobüs vermek çok mu zor.
Hep istemekle olacak işler mi bunlar.
Şehirde bir üniversite – şehir kucaklaşması olacaksa bunlar karşılıklı ilgi ve destek ile olur.
Her belediye öncelikle; “benim üniversitem” diyebilmeli ve sahip çıkabilmeli.