Yerel tarihçi Yüksel Yıldırım’ın editörlüğünü yaptığı Zonguldak Nostalji Grubu’ndaki son paylaşımı oldukça dikkatimi çekti.

Kadir Tuncer’in 2013 yılındaki bir yazısından alıntı yapan değerli dostum Yüksel Yıldırım’ın paylaşımı, Kozlu’da Demirci Salih Usta’yla ilgiliydi.

Okuma yazması olmasa da çeliğe su vermesini çok iyi bilen, eline geçirdiği demir parçalarıyla alet yapmayı kendine şiar edinen hünerli Salih Usta’nın en büyük eseri yerli lokomotifin hikâyesi…

Hikâyeye göre Salih Ustamız madenler devletleştirilmeden önce İtalyanlar ve Fransızlarla çalışmış, ardından da Ereğli Kömürleri İşletmesi‘nde (EKİ) demirci ustası olarak işe başlamış.

Her şeyin dışarıdan ithal edildiği ve madenlerin yeni devletleştirildiği 1940’lı yıllarda hurda diye sökülüp bir kenara atılan makine parçalarını toplayarak yeni bir lokomotif yapmak üzere kolları sıvamış.

Bugünkü gibi teknolojik makine ve alet edevatlardan yoksun,  demire şekil vermenin ateş ve kol gücüyle yapıldığı bir dönemde zor da olsa bir lokomotif imal etmeyi başarmış.

Ancak EKİ Genel Müdürünün de katıldığı Kozlu’daki törende ateşlenen lokomotif bir türlü hareket ettirilememiş.  

Genel Müdür ve diğer bürokratların alaycı bir şekilde bakmaları bir yana, EKİ malzemelerini ve zamanını boşa harcadığı için ceza kesilmiş Salih Usta’ya…

Yaptığı işten emin Salih Usta, Maden Mühendisi Hüseyin Öztek ile birlikte lokomotifin tüm mekanik aksamını söktükten sonra gördükleri manzara ibretlik!

Boruların içlerinin kumla doldurularak, bu çalışmadan hoşnut olmayanlar tarafından sabote edildiklerini tespit etmişler.

Kum temizlenip parçalar yeniden monte edildikten sonra lokomotif hiç bir sorun yaşamadan hareket etmiş.

Salih Usta’nın eseri 30 numaralı plakalı lokomotif, 1941’den itibaren yaklaşık 40 yıllık hizmetinin ardından 80’lerin başında emekli edilerek hurdaya çıkarılmış.

Özetleyerek aktardığım yerli üretimle ilgili Zonguldak’ta yaşanan bu ibretlik hikâyeye hiç de yabancı değiliz.

Bu hadise bize ülkemizin ilk yerli otomobili Devrim’in başına gelenleri hatırlattı.

Eskişehir Cer Atölyesi’nde 1961 yılında 4.5 ay gibi kısa sürede üretilmesi başarılan otomobillerden iki adedi ilk kez kullanılmak üzere trenle Ankara’ya getirilmişti.

Buharlı lokomotifle çekilen trende yangın önlemi olarak otomobillerin benzin depoları boşaltılmış, manevra için birkaç litre benzin bırakılmıştı.  

Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, Meclis’in önüne gelen otomobillerden benzin doldurulana değil de henüz benzin konulamayan otomobile binince olanlar olmuş, otomobil 100 metre gittikten öksüre öksüre durmuştu.

Cemal Paşa'nın “Ne oluyor?” sorusuna direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat Serdaroğlu “Paşam, benzin bitti” cevabını verir ve benzin konulan diğer otomobile geçmesini ister.

Benzin doldurulan diğer Devrim otomobili Paşa’yı önce Anıtkabir'e, oradan da resmigeçit törenleri için Hipodrom' a götürdü.

Ancak akıllarda Paşa’nın ilk otomobilden inerken söylediği “Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz.” sözü kaldı.