Zonguldak sevdası öyle lafla olmuyor.
Koltuğa yapışarak Zonguldak sevdalısı olunmaz.
Tembellik yaparak Zonguldak sevdalısı olunmaz.
İnsanları çatıştırarak, kurumları çatıştırarak Zonguldak sevdalısı olunmaz.
Etnik ayrımcılık yaparak Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Her eleştiriye, öneriye, çağrıya trip atarak Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Oy vermeyen mahalleleri cezalandırarak Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Lafla Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Devletin imkan, halkın parasıyla yapılan hizmetleri vatandaşın kafasına vurarak Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Reklamla Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Doğruyu, gerçeği söylemeden Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Zonguldak’ta başka Ankara’da başka konuşarak Zonguldak sevdalısı olunmaz!
İşçinin arasında başka sendika binasında başka konuşarak Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Sadece bireysel çıkarlar söz konusu olduğunda aslan kesilen siyasetçileri şımartarak Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Kurumları soyarak Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Egoları şişirerek Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Zonguldak’ı bölerek Zonguldak sevdalısı olunmaz!
Birbirimizi kandırmayalım.
Zonguldak’ın hali ortada.
Türkiye’nin en geri kalan ili oldu.
Maaşallah!
Zonguldak sevdanız o kadar büyük ki bulduğunuz her fırsatta tecavüz ettiniz!
Yazıklar olsun!

CHP 3’e İYİ Parti ikiye bölündü!
Altılı masaya umut bağlayan kesimler hayal kırıklığı yaşadı.
Şimdi yapılıp yapılmayacağı meçhul son toplantı gündemde.
Aylardır toplanıp duran masanın son hali siyasetin trajikomik halini de gün yüzüne serdi.
Yani aslında olacağı buydu diyen binlerce insan haklı çıktı.
Türkiye’de zaten çoğunluğu ikna edebilecek liderlik vasfı olan biri çıksa Ak Parti çoktan giderdi. 
Altılı masanın yönetecek başkan mı seçilebilecek başkan mı ikilemi üzerinde yaşadığı derin çelişkinin sonucu ortada.
Kemal Kılıçdaroğlu değil de Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş da aday çıksa bu sefer ayrılan başka isimler olacaktı.
Hep dedik.
Piyasa felç.
Adalete güven dip yapmış.
Sorunlar karşısında atılan adımlar tatmin edici değil.
Bunun da ötesinde Özellikle insanlar ekonomi alanında yaşanan veya yaşatılan sıkıntılar nedeniyle iktidara tepkili.
Ak Partili esnaf da tepkili MHP’li işçi de.
Ancak altılı masanın ruh hali bir iki ismin çatısı altında birleşemeyecek kadar bozuk.
Yani amaç seçilmiş olmak mı yönetmek mi?
Masa bu konuda güven veremedi.
Sonuç beklendiği gibi.
CHP üç parça, İYİ Parti iki parça oldu.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığı bu şartlarda devam ederse zaten CHP’li seçmenin üçte biri sandığa gitmez!

Dezenformasyon!
Türkiye son aylarda bu sözü çok duyuyor.
Dezenformasyon ile mücadele şart.
Her alanda her sahada.
Sadece iktidar, bazı siyasetçiler ve olaylarla ilgili değil her alanda, her olayda şart.
Bugün televizyonlarda, sosyal medyada hocaların çok tanınmış gazetecilerin dahil dezenformasyondan beslenme çabası insanların politik ve vicdani kirlenmişliğini ortaya koyuyor.
İnsanları sevmeyebiliriz.
Nefret edebiliriz.
Ama algı yaratma uğruna olmamış veya ispata muhtaç olayları kesinmiş gibi aktaramayız.
Bizler de hoşumuza gittiği veya hoşumuza gittiği için görmezden gelemeyiz!
Bu güzel ülkenin en büyük problemi ahlaki ve vicdani kirlenme çabası!

Liyakatsızlar ordusu!
Kızılay’ın başkanı liyakatsızlığın en iyi örneği.
Bu güne kadar ses çıkarılmamış olmasının yarattığı rezilliği gördük.
“Bizden olsun çamurdan olsun” anlayışının işe yaramadığını da gördük.
Bu tek bir örnek.
Bunun gibi nice örnek var.
Mesela Zonguldak’ta kurumlar açısından bir liyakat taraması yapılsa yüzde 50’si dökülür!
Liyakatsız yöneticiler liyakatlı alt kademe çalışanlarından korkarlar.
Bizde bunun da çok sayıda örneği var!
Yunanistan’ da tren kazası sonrası istifa geldi.
Bizimkiler hala maaş, tazminat, koltuk derdinde!
Çünkü “Elhamdülillah Müslümanız!”