Karabük’ün akil adamları var.
Bartın’ın da var.
Ama Zonguldak’ın yok.
Var da yok!
*
O nedenle yersiz - gereksiz her polemik tarz ve tavır zaman kaybettiriyor.
*
Mesela Karabük’te akil adamlar daha çok barıştırmak, kaynaştırmak, bölüştürmek, şehri, üniversiteyi, ekonomiyi büyütmek için kafa yoruyor.
*
Bizdekilerin çoğu ise iki kişi yan yana gelse rahatsız oluyor.
Beş kişi yemekte buluşsa dünyayı yakıyor.
Onu – bunu fişlemek için yarışanlar var!
Kazdıkları kuyulara düşenler var!
*
Bu şehrin söz ve yetki sahipleri oturup birlikte her şartta samimiyetle konuşmayı başaramadığı için şehir yanıyor.
Millet bıktı… Bıktı!
Anlamadınız mı hala!
*
Şehrin sorunu bu zaten.
Ağabeyler ağabeylik yapamadığı için, yapmaya çalışanlar da yalnız kaldığı veya küstürüldükleri için herkes kendi takımıyla oynuyor.
*
Mesela Karabük’te politikacılar ne kadar çatışsa da söz konusu Karabük olduğunda bir şekilde kenetleniveriyor.
Sen CHP’lisin Sen Ak Partilisin, MHP’lisin, İYİ Partilisin demiyorlar.
Sen Trabzonlu, Rizeli, Eflanilili, Safranbolulu demiyorlar.
Denilse de bu onları ortak akıldan saptırmıyor.
Kişilerin dediği değil çoğunluğun dediği oluyor.
*
Ağabeylerin ağabeyi de var.
*
Zonguldak’takiler birbirlerini yok sayma, aşağılama ve kötülemekle meşgul.
Partilerine göre ötekileştirme, memleketlerine göre kutuplaştırma çabası her yerde.
Önce parti içlerinde başlıyor.
*
Koca bir yazık.
*
Mesela şehrin mevcut sayın yöneticilerini göreve davet ediyoruz.
Lütfen bir gün işi gücü bırakın.
Önceliğiniz bu olsun biraz.
İktidar muhalefet demeden.
Zonguldaklı- Rizeli- Trabzonlu demeden
Ereğlili, Çaycumalı, Devrekli, Beycumalı demeden.
Şöyle baş başa bir oturun.
Altı ayda bir yemekte buluşun
Bırakın formaliteleri.
Egoyu.
Kibri.
Nefreti.
Kişilik sorunlarını.
Burun kıvırmayı.
*
Kin eken nefret biçer.
Rekabetinizi hizmetlerle yapın.
Eksiği söylediğiniz kadar takdir etmeyi hoş görmeyi de unutmayın.
Sonuç mükemmel olmaz ama başlangıçlar Zonguldak’a doğru yollar açar!
Vatandaş da medya da Ankara da size baktıkça enerji alır.
Mesela Sayın Yusuf Yılmaz ne diyor bu işe?

Öğretmenim!
Hepimizin yaşamında doğruyu, çalışmayı, sorumluluklarımızı hepsinden çok iyi insan olmayı öğretme çabasında olan ama kimi zaman amacına istediği şekilde ulaşamayan tüm öğretmenlerimizin ‘Öğretmenler Günü’nü yürekten kutluyorum.
Fener Ortaokulu’nda dönem ödevi olarak gazete çıkarmakla başlayan serüven bizleri buraya kadar taşıdı.
Bin şükür.
Bu süreçte pek çok öğretmen, öğreten oldu eğitim ve iş yaşantımızda.
Allah hepsinden razı olsun.
Şükran Ilıkçılar, Muhsin Kara ve ismini sayamadığım tüm öğretmenlerime sağlıklı günler dilerken Hamit Kalyoncu öğretmenime de tekrar rahmet diliyorum.
Z HABER olarak; öyle bir söz, bir buket çiçek, bir kucaklaşmayla hakları ödeyemeyeceğimiz tüm öğretmenlerimize sağlık diliyoruz. 
Şehit edilmiş öğretmenlerimizi de saygı ile anıyoruz.

Z HABER’den
Sevgili dostlar.
Hepimizde hoşumuza gidecek şeyler duyma isteği vardır.
İnsani bir durum.
Eyvallah.
Siyasetçi alkış, bürokrat destek, yönetici övgü bekler.
Vatandaş da gördükleri – yaşadıkları karşısında sesine kulak veren bir medya.
Bizler üçüncü yılı geride bırakırken hakkaniyete dikkat ederek görevimizi yapmaya çalışıyoruz.
Bu çaba ve özlem içinde olan herkesin güvenini önemseyerek yapıyoruz bu işi.
Bizlere güvenen insanlara karşı sorumluluklarımızın var.
Kimsenin dayatmacı bir algı çabasının parçası olmadan inadına ‘ortak akıl’ diyerek.
Çizgiyi bozmadan seviyeyi düşürmeden.
Teşekkürler…