Şöyle Zonguldaklıyım.
Böyle Zonguldaklıyım
Bunu diyen çok olur.
Siyasette.
Bürokraside.
STK’larda.
Oysaki ne Zonguldaklılar gördük.
Şahsi çıkarları kadar Zonguldaklı olan, olmaya devam eden.
O nedenle pek çoğunun ne dediğine değil ne yaptığına bakıyoruz.
"Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır" diyor ya Mustafa Kemal Atatürk.
O hesap.
Kimliğinde ne yazdığı önemli değil ki kimsenin.
Zonguldak’ı en çok seven görevini en iyi yapandır.
Öyle Zonguldak’ta başka Ankara’da başka konuşarak Zonguldaklı olunmuyor.
Ereğli’de başka, Çaycuma’da başka konuşarak olmuyor.
Bakın işte adamın teki Çorum’dan gelmiş bu şehir için durmaksızın savaşıyor.
Bir başkası Kayserili.
Ama Zonguldak’ı anlatacağım diye savaşıyor.
Bir diğeri Ağrı’dan gelmiş.
Ne tuğladan çalıyor ne betondan.
Biri Urfa’dan gelmiş ne ekmekten çalıyor ne etten.
Bir diğeri Tekirdağ’dan yolu düşmüş Zonguldak’a.
Resmen nezaket derdi veriyor.
Bu şehirde bin bir risk alarak çalmadan çırpmadan ekmek veren, katma değer yaratan herkes Zonguldaklıdır.
Siyasetten – bürokrasiye görevini en iyi yapan, yapma çabasında olanları kutluyor kamuoyu adına teşekkür ediyoruz.
SGK’da 3 isim!
Zonguldak’ta bazı kurumlarda milletvekilleri arasında yaşanan görüş ayrılıkları nedeniyle ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Mesela onlardan biri de SGK.
İl müdürlüğünde 3 müdür yardımcısı kadrosu bulunuyor.
İsmail Çetin fiilen zaten bu kadroyu alan isimdi.
Diğeri Bolu İl Müdürlüğü kadrosunda bulunan Sevgi Ünal.
Yani Bolu’da görev yapıyor.
Ve üçüncü müdür yardımcısı İbrahim Sarıgöl.
Düzce SGK’da şef olarak görev yapıyor ancak TBMM’de fiilen görev yapıyor.
TBMM’de devam edecek.
Sevgi hanım veya İbrahim bey ile asla bir derdimiz yok.
Derdimiz SGK’da bu kadar başarılı isimler varken neden bu isimler atanıyor?
Hem de Zonguldak’a gelmedikleri halde.
İktidarın üç sayın vekili kendi aralarındaki görüş ayrılığı nedeniyle neden her defasında Zonguldak cezalandırılıyor?
Buna benzer durumlar geçmişten beri diğer kurumlarda da yaşanıyor.
Senin hırsız - benim hırsız!
Türkiye sokaklarda.
Zonguldak sokaklarda.
Kutuplaştırılmış politikanın getirdiği kavgaların arasında soyguncular da korunur hale geliyor.
Kim olursa olsun.
Daha önce de yazdık.
Geçmişten günümüze hangi belediye başkanı neden çalmış, soymuş veya soydurtmuş?
Tüm partilerin siyasi tabanları ve yönetimleri senin hırsızın benim hırsızım yarışı içinde bir koruma kalkanı oluşturuyor.
Toplum olarak tüm politik tartışmaların ve kutuplaşmaların ötesinde öncelikle hırsızların siyasi kamuflaj veya farklı kimlikler ile korunmasına karşı durabilseydik keşke!
Öncelikle herkesin kendi hırsız belediye başkanlarını bir sorgulaması gerekirdi!
“Falanca soymuş biraz da bizimkisi soysun ne olacak?” dediğiniz yerde geçmiş olsun!
Hiçbir kimlik ve siyasi üniforma hırsızları korumasaydı hırsızlar bu kadar pişkin olmazdı!
Durum vahim!
Durum kara mizah!
Şampiyonu kutluyoruz
Kdz.Ereğli Belediyespor Bölgesel Amatör Lig 5. Grup'ta ligin bitimine 5 hafta kala şampiyon olarak 3. Lige yükselmenin mutluluğunu yaşıyor.
25 sene BAL Ligi’nde çile çektiklerini ve bu çilenin de son bulduğunu söyleyen Başkan Posbıyık, 25 yıllık 3. Lig özlemine son vermenin haklı gururunu yaşadıklarını söylüyor.
Başkan Posbıyık, şampiyonlukta emeği geçen Akın Katı, yönetim, teknik heyet ve futbolcular başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti.
Ortada bir başarı varsa elbette pay sahibi çok olur.
Ereğli Belediyespor yönetimini ve özellikle taraftarını kutluyoruz.
Ancak bu başarının en önemli mimarı bu dönem büyük bir inat ortaya koyan başkan Posbıyık.