Zonguldak’ta rekabetin kızıştığı bir hafta izleyeceğiz.
Kitle odaklı çalışmalardan çok kişi odaklı hamleler izliyoruz.
Üçüncü milletvekili ortada görünüyor.
Kime gidecek?
Beşinci vekil yine Ak Parti’ye mi gidecek?
CHP üçü ne kadar zorlayabilecek?
Beşinci milletvekili MHP’ye mi gidecek yoksa İyi Parti’ye mi?
Yoksa Ak Parti CHP’den İYİ Parti ve Muharrem İnce’nin partisine giden oylar sayesinde dördü mü zorlayacak?
Tüm bunlar partilerin alacağı oya göre değişecek?
En fazla oyu almak için müthiş bir mücadele var.
Gittiğimiz her yerde soruyoruz, konuşuyoruz.
Tahmin ettiğimizin ötesinde kararsız bir kitle var!
Kararsızlarla nedenlerini konuşuyoruz.
Gerekçelerini anlamaya çalışıyoruz.
Üçe ayrılıyorlar.
Genel olarak ülke gündemindeki bildiğiniz tartışmalar.
Ekonomi ve adalete olan güven kaybı.
Yerel dinamikler ve aday profilleri!
Pek çok vatandaş ise biri gelip kendisini ikna etsin diye bekliyor!
Belediye Başkanları!
Seçimin hem yerel hem genelde oransal bazda bıçak sırtı gitmesi rekabeti de kızıştırmış durumda.
Bu dönemde saha da en çok gördüğümüz isimler adaylar ve belediye başkanları.
Ak Partili Belediye başkanları adaylardan geri kalmıyor.
İl Başkanı Mustafa Çağlayan’ın fikri olan ilçe buluşmaları sonrası kendi ilçe, belde, mahalle ve köylerinde belediye başkanlarını sürekli sahada görüyoruz.
Ak Partili belediye başkanlarını gibi CHP’li bazı belediye başkanlarının da eski- yeni demeden sahada olduğunu görüyoruz.
Ancak onların performansı ve heyecanı düşük.
Sonuç olarak özellikle kararsızları etkilemede, küskünlerin gönlünü kazanmada belediye başkanlarının etkisini gösterdiğini görüyoruz.
Çünkü Milletvekili seçilecek gidecek.
Vatandaş bir daha ya basından görecek ye televizyondan.
Ama belediye başkanları ile mutlaka görüşecek.
İnsanların tepkileri var.
Tepki pek çok kişiyi kararsızlaştırmış.
Ama kimi zaman bir başkanın sarılması ile ikna olabiliyor.
Vatandaş bu arada yol veya başka konularda tutulmayan sözleri de hatırlatma fırsatı buluyor!
Sözünü tutan başkanlar daha rahat.
Sözlerini tutmayanlar ise sıkıntı yaşıyor!
Geçmişten bu güne!
Zonguldak TOGG heyecanı yaşadı.
Daha önce de yazdım.
TOGG önemli bir adım.
Önemli bir başlangıç.
Göç yolda düzülür mantığı ile ülkenin yerli otomobil ve milli kalkınma hamlesini oluşturan tüm faktörleri de desteklemek gerekir.
Eksik vardır.
Hata vardır.
Politik arenada bunlar hep tartışılır.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında en ilkel ve zorlu şartlarda, yokluk içinde atılan dev hamleler gibi son yıllarda kamu veya özel teşebbüs eliyle yapılan çabalar takdir edilmeli.
Kimsenin de ülke adına yapılan işlerden rahatsız olması zaten pek mümkün değil ancak politikanın insanları – fikirleri böylesine kirlettiği bir dönemden geçiyoruz.
Başlamak önemli.
Eksik de olsa hatalı da olsa ancak ülkemizin en değerli kurumlarını satmadan, talan etmeden yenilerini ekleyerek daha bağımsız olabiliriz.
Politika, insanları – fikirleri kirletebilir ama asl olan devlettir.
İnsandır.
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!
Devleti yaşat ki insan yaşasın!
Önce adalet!
Hayatın bir adaleti vardır.
Yaptığınız işlerin.
Yapmadığınız işlerin.
Suyun, ekmeğin, fikrin, zikrin bir adaleti vardır.
Doğanın.
Paranın, pulun.
Haramın helalin.
Karanlığın ve aydınlığın.
Çalışmanın ve tembelliğin.
Aklın ve vicdanın.
Dürüstlüğün ve üçkağıtçılığın.
Alın teriyle çalışan ile çala çala gdenlerin.
Öyle ki adalet bazen topaldır ama varacağı yere mutlaka varır.
Adalet olmadan olmaz.
Ne kanun olur ne yasa.
Ne ekmek olur ne vatan.
Hayatın her alanında her aşamasında adaletsiz olmaz.
Adaletin terazi ile oynayıp, gram hesabı ile yanıltan, aldatanların da dönüp dolaşıp sığınacağı yer o yok ettikleri, adalet olacaktır.
O nedenle bu hayatın adaleti gecikirse ilahi adalet mutlaka olacaktır.
Sorunların başı adaletsizliktir ve tüm sorunlar adil olmaktan kaçanların eseridir!