Bu şehir için anlattığı kadar büyük bir emeği olmadığı halde;
“Zonguldak’a olan borcumu ödemek istiyorum. Zonguldak’ı şöyle seviyorum böyle ölüyorum” diyenler çıkıyor.
Hele bazıları çatılara çıkıp liseli aşıklar gibi; “Atarım kendimi” falan numaraları çekiyor.
Onların benzerlerini daha önce de gördük.
Bir yerde aday olamayınca diğer partiye koştular!
Bu soslar Çatı Kebap sosları mı?
Bırakın Allah aşkına.
Onları pidenin üzerine dökersiniz!
Bu şehre ve bu şehrin insanlarına bir borcun olduğunu düşünüyorsan ödeseydin bugüne kadar?
Hangi borcu ödediniz?
Bazılarınız Zonguldak üzerinden kazandınız, bazılarınız Zonguldak’ı aldattınız, bazılarınız günü kurtardınız, bazılarınız devletin üzerinden geçindiniz, çok azınız dişiniz tırnağınız ile mücadele ettiniz?
Çok azınız risk aldınız, haksızlıklar karşısında tavır aldınız!
Çok azınız ekmeğinizi aşınızı bölüştünüz, hizmet için elinizi taşın altına attınız!
Ama çoğunuz bu şehrin insanı için hangi mücadeleyi verdiniz, hangi kavganın içinde oldunuz?
Kim tuttu sizi?
Etiketin yarısı mı?
Bu şehre borcunuzu ödemek için milletvekili mi olmanız gerekiyordu?
Aday adayı mı olmanız gerekiyordu?
Sizler bu şehre borcu olanlar olarak değil bu şehirden alacaklı olarak çıkmalıydınız halkın karşısına!
Yalan mı? 

Aday profilimiz!
Yıllardır bazen geyiğine bazen de ciddi ciddi milletvekili adayı olmak için söylenir.
“Eyyy Zonguldaklı” başlıklı makale sonrasında da benzer öneriler geldi.
Devrek’ten Ayhan arkadaşımız ısrarla yazmış.
Bağımsız adaylık olabilirdi.
Ama bunun için iki yıl önce çalışmaya başlamak gerekiyordu.
Mahalle mahalle gezip tek tek insanlara dokunmak gerekiyordu.
Mesele Zonguldak’ta tanınmak, kabul görmek değil.
İnsanlara doğru şeyler söyleyebilmek, olaylara, ülke ve yasalarla ilgili düzenlemelere hakim olabilmek için kanunları tek tek okumaya başlamak gerekiyordu.
Son yıllarda yargı ve hukuk alanında yapılan tartışmaların sağlıklı analizi için medyada yer alan tartışmaların ötesine geçmek gerekiyordu.
Ki vatandaşa Zonguldak sevdası, hizmet aşkı gibi şeylerin ötesinde başka şeyler söylenebilsin.
Bunları bilmek de yetmiyor bunları topluma doğru anlatabilecek bir ifade tarzı şart.
Tüm bunların ötesinde bir parti oyunuz yoksa mükemmel de olsanız bağımsız seçilme ihtimaliniz yok denecek kadar azdır.
İnsanlar sizi alkışlar ama gidip oyları liderlere ve onların duruşuna verirler.
Sonuç olarak; 
“Şöyle vekil olacağım böyle vekil olacağım” diyen pek çok ismin aslında size söyleyebileceği bir şey onların da anlatabileceği tartışabileceği fazla bir şey yok.
Bugün aday adayı olan isimler keşke aylar öncesinden daha fazla bilgi ile donatılmak için kendilerini kampa alsalardı.
Kendilerini anlattıkları zaman daha inandırıcı olurdu.

Plansız değişim!
Zonguldak’ın her yanında ne yazık plansız ve çarpık yapılaşma devam ediyor.
Biz yazıyoruz.
Hatırlatıyoruz.
Belediyeler ve kamu ne yazık ki inatla şehri çirkinleştiriyor.
Planlı ve organize değişim olmadığı sürece yeni çarpıklıklar kaçınılmaz oluyor.
Örneğin 69 Ambarları!
Siz oradaki kamu binalarına bakıp; “Güzel bina olmuş” diyebilirsiniz.
Örneğin Yayla Ortaokulu’nun Yağcılar’da taşınmak istediği o daracık alan ve yaşanacak keşmekeşlik!
Yönetici dediğin sorun değil çözüm üretir!
Canının istediğini değil şehir plancılarının dediğini yapar.
Söz konusu bir şehrin yaşanabilir bir dizayna kavuşması ise sonuç sıfır!
Tebrikler!