CHP’den yorumlar yazmadığım için eleştirenler oluyor.

Yazalım!

CHP’de genel başkan değişti.

Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz önce parti meclisine girdi sonrasında ise genel başkan yardımcısı oldu.

Bu gelişmeler sürecinde şimdi belediye başkan adaylarının nasıl belirleneceği üzerine hesaplar yapılıyor, tartışmalar yaşanıyor.

Tam da bu aşamada İYİ Parti ile ittifak meselesi yeniden gündemde.

Sonuç olarak adayların nasıl belirleneceği üzerine görüşler var.

Geçmişte yaşanan pek çok tartışmayı gördük.

Ön seçim ile doğru adayın belirleneceğini düşünmek yanlış.

Parti tabanının gazı alınsın diye intihara da gerek yok.

Çünkü üye yapısının nasıl çalıştırıldığını çok gördük.

Başkanları üyeler değil halk seçiyor!

Doğru adayı bulursanız ön seçime de gerek yok.

Doğru adayı bulamazsanız merkez yoklamasının da faydası yok.

Kısaca ön seçim çok daha demokratik bir adım gibi görünebilir ancak en güzel seçimi halk yapıyor!

Anket olabilir.

Orada da anketlerin ne kadar doğru ve güvenilir yapıldığı önemli.

Yani tam bağımsız ve sisteme uygun çapraz anketler yapmadığınız zaman doğru adayı bulamazsınız. yine zor.

Seçimi kazanacak değil belediyeleri doğru yönetebilecek isimlere ihtiyaç var.

Kazansa da sonrası facia olacak isimleri peşin peşin aday yapmanın da anlamı yok.

Kısaca CHP’de ‘ön seçim’ kendini kandırmaktan başka bir şey değil!

Hatta Amerika’dan biri gelir senin delegelerini satın alarak işine gelecek birini başkan adayı olarak belirler!

Ruhun bile duymaz!

Metin Demir’den İstanbul mektubu!

ZONDEF’in İstanbul’da yaptığı Zonguldak günleri üzerine paylaştığımız yorumların sonrasında TSO başkanı Metin Demir’den bir cevap geldi.

Biz kendisini yoğun çabasından dolayı ‘Çaycumalı Metin demir’ diye lanse etmiştik!

Cevap şöyle;

Olumlu değerlendirmeniz için teşekkür ederim öncelikle.

İstanbul ya da Ankara’da yapılan İl tanıtım günlerini bayrak gösterme töreni olarak düşünmek lazım.

Kültürünüzle, sanatınızla, siyasetinizle, gastronominizle, iş dünyanızla meydana çıkar; ‘biz varız, buradayız’ dersiniz.

Gurbettekilerle sıladakiler buluşur hasret getirir, dertleşir, bilgi ve tecrübe paylaşır, bir yandan da saz çalıp oynar.

Biz üçüncüsünü yapmış olmamıza rağmen, kabul etmeliyiz ki hala eksiklerimiz var.

*

Bizce doğru olan tutum, daha iyi nasıl olabileceği hakkında fikirler ve yöntemler önermek olmalı.

Ancak garip bir şekilde, bizim ahali, bu iyi niyetli çabayı sonlandırmak için bir gayret içinde sanki.

*

Çoğunluğu zor ekonomik koşullarda yaşayan gariban gurbetçilerimiz, fedakarlık yaparak on binlerce katılım sağladı tüm etkinliklerde.

Garip ve üzücü olan ise, sıladaki hali vakti yerinde hemşerilerimizin yeterince destek vermemesidir.

Biz seneye daha iyisini nasıl yaparız diye kafa yormaya başladık şimdiden.

Teşekkürler, selamlar…”