Bizim yöneticiler.
Bizim belediye başkanları.
Bizim bazı atanmışlar.
Bizim bazı seçilmişler.
Özellikle siyasi üniforma giyenler.
Egolarına yenildikleri için kamikaze gibi dalıyorlar kendilerine.
Kendilerini yok etmek üzerine kurulmuşlar sanki.
Tahammülsüzlük.
Hazımsızlık.
Görev yükü altında ezilmişlik.
Özgüvensizlik.
Korkaklık.
Çakallık.
Sarhoşluk.
Uçkur düşkünlüğü.
Güç sarhoşluğu.
Koltuk telaşı ve diğer etkenler.
Çoğu zaman gereksiz sorunlar yaşıyor ve yaşatıyorlar.
Bu mevkiler.
Bu makamlar.
Kime kaldı Allah aşkına.
O koltuklardan güç alarak güçlenenlerin koltuk gittikten sonra düştüğü halleri de çok görüyoruz.
Dün gördüm birini.
Gazipaşa’da yürüyordu.
Sağı solu kalabalık ama o;
“Başkanım… Başkanım…” diye seslenen birilerine muhtaç bir şekilde gidiyordu!
Ne doğrudan temin verdiği vardı ne yalama ordusu!
Ne medyası vardı ne de partilisi.
Unutmayın!
Bir gün hepiniz – hepimiz böyle olabiliriz!

Sendikaya zorlayan il müdürleri!
Bazı kurumlardan kurum müdürlerinin veya müdür yardımcılarının çalışanları sendikalara yönlendirmek için baskı yaptığı duyumları geliyor.
Sıcak örnekler var.
Yapmayın.
Çalışanlar bir karar verecekse zaten verir.
İnsanları huzursuz etmeyin.
Kurumsal çatışmaları körüklemeyin.
Bizden söylemesi!

Tehdit altında seçim!
Ereğli TSO seçimleri öncesi çok acayip işler yaşanıyor.
Devreye giren girene.
Tehdit eden edene.
Duayen isimler bile; 
“Arandım tehdit edildim. Kusura bakmayın” diyorsa vay memleketin haline.
Buna gerek var mı?
Ereğli’de böyle bir anlayış ile gerilimi büyütür çatışmayı körüklersiniz!
Size yakışmaz!
Kim kazanırsa kazansın Ereğli kaybeder.
Zonguldak kaybeder!

Ocak – Kucak!
Ömründe maden ocağına girmemiş, özel veya kaçak ocaklarda çalışma şartlarını görmemiş, insanların mecburiyetlerine tanık olmamış siyasetçilerimiz kalkıp kentin adına karar veriyor.
Boş yere demiyorum.
Zonguldak’ta siyaset yapan, söz ve yetki sahibi olan herkesin öncelikle gitmesi gereken mafyanın, itin, çakalın, komisyoncunun, ihalecinin, tefecinin kucağı değil madencinin, ekmeğin, alın terinin gerçeğin ocağıdır!
Orada yaşanan dramları, mücadeleyi görmeden bu şehrin ruhuna sadık kalamazsınız!

Murat Pulat
Murat Pulat serimize devam etmezsek eksik olur.
CHP İl Başkanı Sayın Pulat’ın siyasi görevleri adına ne kadar başarısız olduğunu çok yazdık.
Mesele şu parti, bu parti meselesi değil.
Mesele şehir adına böyle bir partinin il başkanının kayıp olması.
İyi insan, mükemmel insan olmak siyaset için yeterli değil.
Fikirsiz bir parti il başkanı olabilir mi?
Oluyor işte.
Neyse sevgili Süleyman Kurt memnun ise sorun yok!
Ne diyorsun İlker Özübek!
Oooo Kemal Kara da buradaymış!