Siyasetçilerin egolarının çarpıştığı bu güzel kentte şehir adına önemli işler de yapılıyor, yapılmaya çalışılıyor.
Özellikle son 3-4 yılda şehirde yaşanan değişim rüzgarları önemli.
Eksik de olsa.
Fazla da olsa.
Güzel de olsa.
Yanlış da olsa.
Bugün bazı işleri konuşuyorsak iktidar partili Zonguldak Belediyesi’nin farkını görmemiz gerekiyor.
Gerek sayın Alan’ın performansı, gerekse sayın bakanların ilgisi ve desteği.
Sonuca baktığımızda değişimin ve dönüşüm adına güzel adımlar atılıyor.
Tüm bunlar bazen yüksek egoların gölgesinde ziyan edilse de!
Daha hızlı olabilir.
Daha doğru adımlar olabilir.
Daha fazla olabilir.
Her ne kadar Zonguldak Belediyesi sınırları dışındaki belediyeler aynı ilgi ve desteği göremese de şehirde yaşanan değişime öncelikle siyaset üstü bakmak gerekiyor.
Bu değişime orantılı olarak istihdam politikalarının yetersiz, bazı toplumsal sorunların çözümsüz bırakılması da ne yazık ki 20 yıldır her seçimde üç milletvekili alan iktidarın verdiği sözlerle örtüşmüyor.
Kayıp yılların telafisi için milletvekillerimizin performansı yetersiz.
Konu çok.
Mesela TTK’ya işçi aldırma konusunda resmen sınıfta kaldılar.
Rödevanslı saha sahiplerinin acil çözüm bekleyen rödevans bedelleri ve satışı engellenen kömürleri konusunda sınıfta kaldılar.
Stadyum konusunda sınıfta kaldılar.
Üniversite konusunda sınıfta kaldılar.
İş dünyasına, üretime, istihdama teşvik, destek ve sorun çözme konusunda sınıfta kaldılar.
Bakın buradan her defasında söylüyoruz.
İyi işleri de, güzel sonuçları da eksikleri de söyleyeceğiz.
Ergen siyasetçiler!
Bu şehir ya dinazorlardan çekti ya da ergen siyasetçilerden.
Dinazordan kasıt siyasetçinin yaşından öte değil, siyaseten yosunlaşmasına bağlı olarak dinazorlaşması.
Ergenden kasıt ise yaşı değil sadece.
Koltuğunun ve konumunun gereğini yapmaktan öte aptal saptal işlerle uğraşıp onlardan medet umuyor olmaları.
İster iktidar olsun ister muhalefet.
Kimi şımarık büyümüş ‘önce insan’ olamamış.
Kimi sonradan görmüş kibirden gözü dönmüş.
Bu siyasetçileri hayretle izliyoruz.
Toplum mühendisliğinden uzaklar.
Yalama tayfasının tuzaklarına düşmekten zevk alıyorlar!
Bir acayip memleketin hali.
Burak Erol hayal kırıklığı!
Saadet Partisi İl Başkanı Burak Erol son milletvekilliği seçiminde ortaya koyduğu performansı ile partili partisiz tüm kanatların dikkatini çekmişti.
Ak Partililerin bile; “keşke bizim adayımız olsaydı” dediğini hatırlıyoruz o günlerde.
Ancak vakit geçtikçe bir siyasetçinin kaç yüzü olduğunu da görüyorsunuz.
Kamuoyundan gelen o güven ve destek oya dönüşmemiş olsa da gelecek için umut vaad eden bir siyasetçi olarak devam edebilmek için yapması gerekenler vardı.
Galiba hepimiz biraz şımarttık Sayın Erol’u.
Siyaseten çok konuşmak ile doğru konuşmak aynı şeyler değil.
Doğru tespitler yapmak ile doğru insan – doğru siyasetçi olmak arasında uçurumlar var.
Gençliğine, enerjisine yazık eden siyasetçilerimizden biri de ne yazık ki Burak başkan.
Devrim Dural
CHP İl Saymanı Devrim Dural İl Saymanlığı görevinden istifa etti.
Milletvekili aday adayı olacak.
Siyasette futbol takımı gibi.
Bazı yetenekler vardır.
Ama takım iyi gitmeyince yetenekli futbolcular da kendisini gösteremez.
Devrim Bey’e biraz öyle bakıyorum.
Özünde; “önce insan’ olduğunu bildiğimiz ama siyasette biraz erken bir veda gibi olmuş ayrılığı.
Takım çok güçlü olsa her futbolcusu ayrı değer kazanır.
Antrenman eksikliğini şimdi bireysel çalışmalarla gidermeye çalışacak gibi.
Hayırlı olsun.