Ülkede tartışılmayan
bir konu yok.
Anlaşmaya varılan
bir konu da yok
Her A diyene karşı
birde B diyen var.
Bu tartışmaların en hararetlileri de
Milletin meclisinde, TBMM’de gerçekleşiyor.
Konu;
aylardır kamuoyunu meşgul eden
sahipsiz sokak köpekleri.
Önce peşinen konu ile ilgili fikrimi
söyleyeyim
Ben sokak hayvanlarının
Uyutulmasına,
Öldürülmesine,
Ötanazi
yapılmasına
karşıyım .
Karşıyım karşı olmasına da
karşı olmak yetmiyor.
Sorumluluk gerekiyor.
Çözüm gerekiyor.
Ortak akıl gerekiyor.
Merkezi ve yerel yönetimin
koordinasyonu gerekiyor.
Hayata geçirilen örnek projeler gerekiyor.
Kısırlaştırmak-aşılamak-yaşatmak gerekiyor.
Konuyla ilgili
tarafların,
iktidarın,
muhalefetin
önce birbirini dinlemesi,
anlaması gerekiyor.
Empati gerekiyor.
TBMM Komisyonu’nda çocuğunu sokak köpeklerinin saldırısında kaybeden anneye
Çocuğu sokak köpeklerince ağır
yaralanan babaya karşı
“hayvanseverlerin”!
tahammülsüzlüğünü izlediniz mi.
Kutuplaşmak trend haline geldi.
Ya hayvansever olacaksın
Ya insan sever
Hayvan mı? İnsan mı?
Bu ikilemle
insanımızı,
sokaktaki canları (köpekleri)
nasıl koruyacağız?
İktidar;
Muhalefeti ve hayvan hakları derneklerini suçlarken yeni düzenlemelerle çözüm
bulacağını düşünüyor.
Sorun kanun çıkarmakla çözülseydi
bu duruma gelinir miydi?
Ülke belediyelerinin yüzde 60’ın da
söz sahibi olan muhalefet ise
sokak hayvanlarına dokunan
örnek projeleri hayata geçirmekten
imtina ediyor.
Varsa da anlatamıyor.
Yeni düzenlemenin yasalaşması halinde yönettikleri belediyelerde kanuna uymayacaklarını ilan ediyor.
31 Mart Yerel Seçimleri’nin ardından üç buçuk ay geçmesine rağmen “işte bu” diyeceğimiz projeye
imza atan bir belediye var mı?
Varsa aşk olsun.
Kalın sağlıcakla
Haftanın Sözü yerine Kıssadan Hisse
Meyve ağaçlarının karınca istilasından çürüdüğünü gören Kanuni Sultan Süleyman’ın
aklına ağaçları ilaçlayıp karıncalardan kurtarmak gelir.
İşin vebalini hesap eden Sultan Süleyman ve Hocası Ebussuud arasında şiirsel bir diyalog geçer .
Kanuni;
Meyve ağaçlarını sarınca karınca,
Günah var mı karıncayı kırınca?
Hocası;
Yarın Hakk’ın divanına varınca,
Süleyman’dan hakkın alır karınca.