(Paylaşmak istediğim bu yazı, 15 ocak tarihinde yapılan İYİ Parti Zonguldak İl Kongresinde yapmak istediğim, ancak Gn.Bşk.Yrd.Sn.Metin Ergun tarafından adaylar harici konuşmalara izin verilmemesi nedeniyle yapamadığım konuşma metnidir):

Sayın Divan, Gn.Bşk.Yrd. Sayın Metin Ergun, Sayın İl Bşk, il kongremize teşrif eden siyasi partilerin çok değerli temsilcileri,

Partimizi kuruluşundan  bugüne taşıyan çok değerli ilçe başkanlarım ve yönetim kurulu üyeleri,

Saygıdeğer delegelerimiz ve cefakar partililerimiz,

Son olarak da demokrasinin 4. kuvveti olan, sesimizi duyuran, bilgilendiren, yanlışı doğruyu ortaya koyan, demokrasinin  vazgeçilmez unsurları olan değerli basın mensuplarımız,

Hoşgeldiniz, safalar getirdiniz.

Hepinize ve özellikle Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’e de saygılar sunarak sözlerime başlıyorum.

Benim için İYİ Parti’nin bir anlamı da İnançlı Yurtsever İnsanlar partisidir.

Gerçekten adı gibi iyi olanların partisi olarak kuruldu İYİ Parti.

İYİ Parti’nin kuruluş felsefesi, egemenliğin tek kişiye veya bir zümreye değil ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi kayıtsız şartsız millete ait olduğunu savunur.

İYİ Parti bugün; Atatürk milliyetçiliğinin şiar edinmiş tüm yurttaşlarımızın; özellikle de ağır ekonomik şartlar altında ezilen tüm çalışanlarımız, gençlerimiz, işsizlerimiz, küçük esnafımız,  tarım emekçilerimiz, iş aleminin helal kazanç peşinde koşan fedakar ve azimli yatırımcılarıyla eğitim, sağlık, sanat alanlarına emek veren tüm insanlarımızın umudu haline gelmiştir.

İYİ Parti, ülkenin makus talihini değiştirmek için ortaya çıkan cesurların öyküsüdür ve öyle devam etmelidir.

Bu öykü büyük Türk milletinin öyküsüdür.

“Türkiye iyi olacak” Sloganı tam da bu nedenle İYİ Parti iktidarının simgesi olmuştur.

İYİ Parti; hukukun üstünlüğüne ve demokratik laik hukuk devleti ilkelerine kesin ve tavizsiz bir bağlılığı merkezine alır.

İYİ Parti; kişiler değil ilkeler, pişmanlıklar değil umutlar, vaatler değil planlar ve projeler ile hareket eder.

Ben de;  ilkelerim, hedeflerim ve hayallerimi bu aziz milletimizle birlikte genel başkanımız Sayın Meral Akşener’in önderliğinde gerçekleştirebileceğim inancıyla bu cesurlar kervanına katıldım.

Değerli hemşehrilerim,

Biliyorsunuz Zonguldak, ülkemizin ilk ve en önemli maden enerji ve endüstri bölgelerinden biri olarak tüm yurttan aldığı göçlerle gelişen büyüyen bir ilimizdir.

Zonguldak doksanlı yılların başlarına kadar her türlü ekonomik ve sosyal kritere göre daima ülkemizin ilk 10 ili içerisine giren bir kent olarak tanındı.

Daha sonra kömür madenciliğini bitirmeye yönelik politikalarla sarsılan bölgemiz AKP iktidarları döneminde son 20 yılda ekonomide uygulanan yanlıştan da öte adeta yıkım ve yağma politikalarının sonucunda Zonguldak’ımızın gelişmesi durmuş ve şu anda Ankara’nın batısındaki iller arasında nüfusu azalan tek il haline gelmiş bulunmaktadır. 2002 yılında 640 bin olan nüfusumuz bugün 580 bin düzeyine düşmüştür.

Bunun tek nedeni gençlerimizin bölgede iş bulamamasıdır.

Sonuçta gençlerimiz haklı olarak geleceklerini başka yerlerde aramak zorunda kalmaktadırlar çünkü yeni iş alanlarımız yok denecek kadar azaltılmıştır.

Böyle bir çöküntüye razı  da değiliz, layık da değiliz.

Tüm mücadelemiz ve amacımız bu durumu tersine çevirerek yeniden büyük Zonguldak hayalimizi gerçekleştirmek içindir, başka hiçbir şey değil.

Değerli arkadaşlarım,

Zonguldak, çevremizdeki iller arasında son yıllarda en fazla geri kalan il durumundadır. Eski ilçelerimiz Bartın ve Karabük sürekli bir gelişme halindedir. Düzce ise adeta büyükşehir hüviyetine büründü son 10 yıl içinde. Bu arada komşu kardeş illeri elbette destekliyoruz her konuda.

Peki bizim suçumuz neydi acaba,  neden Zonguldak böyle çaresiz bırakıldı?

Bu tablonun olumlu yönde değişmesi için yeni seçilecek il başkanı ve yönetimlerde bulunacak arkadaşlarıma özellikle önerim Zonguldak için sürekli olarak proje üretmeleri ve kazanacağımızdan asla şüphe etmediğim genel seçimler sonucunda oluşacak hükümette Zonguldak projelerinin öne çıkarılması için mücadele etmeleridir

Bu konuda bütün imkanlarımla yanlarında olacağımdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Devamında ülkedeki gelir dağılımı adaletsizliği artık kitleleri adeta nefes alamaz hale getirmiştir.

Bunun en can acıtıcı olanı ve benim de vicdanımı kanatan örneği okul çağındaki çocuklarımızın ve gençlerimizin yetersiz beslenme sorunudur. Gerçekten öğrencilerimizin büyük çoğunluğu sağlıklı gıdaya ulaşamıyor, bedensel ve beyinsel gelişmelerini sağlayacak kalori, protein ve diğer besinleri yeterli miktarda ve sıklıkta almaları mümkün olmuyor, çünkü ailelerin satın alma gücü son 20 yılda en az yarı yarıya azalmış durumda.

Bu can yakıcı sorunun çözümü için partimizin hazırlamış olduğu Rüzgar Gülü projesi ögrenim çağındaki 15 milyon öğrenci çocuğumuzun her gün en az bir öğün sıcak yemeğe ücretsiz olarak ulaşmasını sağlayacaktır.

Bu projeyle, Genel başkanımız sayın Meral Akşener’in dediği gibi:

“İYİ Parti iktidarında; hiçbir çocuk sınıfına karnı aç girmeyecek, tüm çocuklarımız sağlıklı ve ücretsiz beslenme hakkına sahip olacaktır”.

Değerli arkadaşlarım,

Bundan daha vahimi ülkemizin rejimi değişiyor, kuvvetler ayrılığının yok edildiği bu düzende her şeye tek bir kişi karar veriyor. Asıl tehlike de budur zaten. Çünkü sonuçta denetimsiz tek bir kişinin anlık hataları ve zaafları milyonlarca insanın geleceğini etkilemektedir.

Hani bunlar uyguladıkları yanlış ekonomi politikalar nedeniyle ortaya çıkan her türlü olumsuzluğu “dış güçlere” bağlıyorlar ya; bunların kurduğu düzende eğer o tek kişiyi şu veya bu şekilde ikna eden dış güçler tüm bir ülkeyi bile satın alabilirler, bunu engelleyecek hiç bir garanti yok!

Yani aslında dış güçlere fırsat veren sistemi kuran da bugünün iktidar sahipleri, başkası değil.

Malesef durum budur.

Milli benliğimizi ayakta tutan hiçbir değer yargısının hükmü kalmadı, ne ahlak kaldı ne hukuk.

Yargıyı ve hukuk sistemini tamamen kendilerine bağladılar. Her türlü hukuksuz işlerini yargı kalkanı arkasına saklanarak yapmaya devam ediyorlar.

Basının % 90 ına el koymuşlar,  halkın olayların gerçek yönünü öğrenmesi asla mümkün değil. Sosyal medya olmasa dünyadan haberimiz olmayacak adeta.

İşte böyle karanlık bir ortamda seçime gireceğiz.

Her ne olursa olsun moralimizi yüksek tutacağız, enseyi karartmayacağız ve asla boyun eğmeyeceğiz.

Sözlerimi bitirmeden önce partimizin kuruluşundan bu yana emek vermiş tüm arkadaşlarıma özellikle 4 yıldan fazladır il başkanlığını yürüten ve gerçekten bu konuda partimizi en üst düzeyde temsil eden sayın Yavuz Erkmen’e teşekkürlerimi sunuyorum bundan sonraki siyasi hedefler konusunda başarılar diliyorum.

Seçilecek arkadaşlarıma da başarı dileklerimi iletiyorum ve hemen akabinde öneriyorum:

Seçimden sonra eski dönem arkadaşlarınıza derhal sarılın ve samimi olarak işbirliği yapın, asla ayrımcılık gütmeyin, asıl amacınız Zonguldak’a hizmet olsun, bu amaç doğrultusunda fikri olan her vatandaşımızı değerlendirin.

Böyle yaparsanız inanıyorum ki Zonguldak daha müreffeh bir kent olacak, Zonguldaklı daha mutlu bir toplum içinde yaşayacaktır

Bu noktada rahmetli Bülent Ecevit’in bir şiirini okumak istiyorum:

YARIN

bir şeyler olacak yarın

duruşundan belli

kırdaki atların

bulutların koşusundan belli

kazışından köstebekler in toprağı

 

karıncaların telaşından belli

bir şeyler olacak yarın

belki bir tomurcuk

belki bir ağacın düşen yaprağı

belki de bir çocuk

 

pek o kadar göremesek de uzağı

kuşların uçuşundan belli

bir şeyler olacak yarın

öbür günden önemsiz

yarından önemli

Değerli arkadaşlarım,  çok kıymetli misafirlerimiz,

Genel başkanımız Sayın Meral Akşener’in Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyetin ilanından sonra yaptığı konuşmasındaki sözlerinden ilhamla söylemiş olduğu:

“İYİ Parti iktidarında Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır” ifadesi bizim şiarımızdır.

Ben de aynı duygu düşünce ve azimle diyorum ki; tüm örgütlerimizle birlikte halkımızın her an yanında olarak Zonguldak’ta ve tüm Türkiye’de birinci parti olacağımız inancıyla hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.