Zonguldak’ta kimse sağıra yatmasın.
Kapuz’da TCDD tarafından üst geçit amacıyla yapılan devasa ucube bina gündemde.
Pek çok yönüyle yanlış.
Doğrusunu bilen varsa anlatsınlar.
Kimsenin haberi olmamış.
Şehirde bazı yanlışlar, endişeler varsa insanlar devletine güvenir, şehrin Valisine gider derdini anlatırdı.
Bazı işler siyaset üstü olur kentin valisi de bunu görür ve müdahale ederdi.
Bir siyasetçinin ağzına bakmaz, ihtirasından korkmaz, doğrudan şaşmazdı.
Şimdi Orta Kapuz’daki mesele.
Gökyüzüne uzanan ucube.
Doğru ise hep birlikte susalım.
Üzerine seyir terası ve kafe yapılacaksa susalım.
Ancak şehrin en güzel yerinde bağrımıza saplanmış hançer gibi duracaksa onu da konuşalım.
Bunca iş olurken sayın vali ne düşünüyor?
Doğru ne?
Yanlış ne?
Doğru ve yanlış, bürokrata, siyasetçiye, partiye, kuruma, döneme, memlekete göre değişmemeli.
Üç memur Ankara’dan doğru Zonguldak’a meydan okuyor.
Kimse de çıkıp; “Arkadaş bir dur bakalım” demiyor.
Demeye çalışanlar da hedef gösteriliyor.
Doğru ne?
Sayın Vali o doğruyu bulmalı ve göstermeli!

ÖYLE DEĞİL Mİ ATINÇ HOCAM?
Zonguldak’ta el değiştiren yerel yönetimler ve sonrasında zam furyası gündemde.
Pek çok açıklamanın özünde vatandaşı kandırma numaraları var.
Zamların elbet gerekçesi var.
Ancak dün belediyelerin önlerinde eylem yapanların bugün mazeretleri de düşündürücü.
Yani aslında siyasetin ve siyasetçilerin samimiyetsizliğini her noktada görüyoruz.
Sonuç olarak durum şu.
Belediyeler artan maliyetler karşısında zor durumda.
Zam kaçınılmaz.
Yoksa bir süre sonra çalışanların maaşları ödenemez duruma gelir.
Ekonomik gidişata göre bazı şeyler zorunlu olabilir.
Bu başka bir şey.
Ancak politika olsun diye halka bu kadar numara çekmeye, kelime oyunu yapmaya, halkı salak yerine koymaya gerek yok.
Herkes bu tabloyu bilerek seçime girdi.
En büyük yalanı söylemek zorunda kalanlar ise sosyal belediyeciliği en fazla diline dolayanlar oldu.
Şimdi özellikle Zonguldak Merkez için en fazla tepkinin onların görmesi de normal.
Söyledikleriniz ile yaptıklarınız arasında fark ne kadar büyük ise bu şehrin insanlarının tepkisi de o oranda artar!
Öyle değil mi Atınç hocam?

GİZLİ ORTAK MECLİS ÜYELERİ!
Zonguldak Belediyesi meclisine giren bazı isimlerin tek derdi ticaretlerini büyütebilmek.
O listelere girinceye kadar; “halk – halk” diyen bazı isimler halkı çabuk unuttu.
İmar, dolaylı ortaklık, komisyonculuk işlerine başlamışlar!
Şaşırdık mı?
Hayır!
“Tahsin Bey, Tahsin Bey” diye sabah akşam gezen biri vardı ki; şimdilerde o çok sevdiği “Tahsin bey” adına  gazetelerde dolaylı yollardan haberler yaptırmaya çalışıyor!

PLAJLARI BİR HAFTA KAPATALIM!
Kedinin, köpeğin bile dışkısının üzerini örttüğü memlekette sahillere, piknik alanlarına akın eden insanlarımız tüm pisliklerini bırakıp ayrılıyor.
Bazı işler öyle nezaket, kanun, demokrasi ile falan olacak işler değil.
Kapatacaksın plajları bir hafta.
Almayacaksın milleti.
Bak nasıl hizaya geliyor bu tayfa!