TOKİ projeleri pek çok yönü ile eleştirildi.
Kimi müteahhit faciaları kimi de kullanılan malzeme nedeniyle hayal kırıklığına uğrattı.
Ancak bazen o beğenmediğimiz TOKİ’ler 10 ili yerle bir eden depremde yıkılmadı.
Ayakta kaldı.
Yüzde yüzüne yakını ilk belirlemelere göre hasar bile görmedi.
133 bin dairede sadece 2’sinde hasar tespit edilmiş.
TOKİ projeleri dışında parlatılmış müteahhitlerin yaptığı binalar yerle bir oldu.
İnsanlar müteahhitleri siyasi kimliklerine göre kutuplaştırıyor ama yanlış.
Ak Partili müteahhit de çalmış, CHP’li müteahhit de uydurmuş kaydırmış.
Sonuç enkaz.
Ancak TOKİ projelerinin yapımında pek çok soru işareti olmasına rağmen hepsinin dimdik ayakta kalması Türkiye’nin bir kazanımı ve bundan sonraki süreç için kesin yol göstericidir.
Zaten TOKİ konutları yıkılmış olsa bugün çok daha başka tartışmalar yaşanırdı.
TOKİ, nasıl etti, nasıl yaptı bilemiyoruz ama TOKİ Başkanı Ömer Bulut ile birlikte geçmişte deprem bölgesindeki konutların yapımına imza atmış başkan, yönetici ve denetçileri kutluyoruz.

Maden işçisi garibandır!
Deprem bölgesinde müthiş işler çıkaran maden işçileri garibandır.
Anadoludur.
Olduğu gibidir.
Mütevazidir.
Saftır.
Temiz kalplidir.
Şaklabanlığı bilmez.
İşçilerimiz, mühendislerimiz deprem bölgesine, madene girdikleri çizme ve iş kıyafetleri ile gittiler.
O enkazlarda yaşam koridoru açarken ne dizlikleri vardı ne de daha rahat çalışabilecekleri spor botları.
Dizleri kanadı.
Dirsekleri acıdı.
Durmadan savaştılar.
Tüm bunlar olurken her ekip kendi sosyal algısını güçlü tutmak için, enforme etmek için canlı çıkan enkaz başlarında izdihama neden oldu.
Yabancı ekiplerin çok şikâyet edip bazıların ülkelerine erken dönmesinin bir nedeni de bu.
Mesela bazı enkazlarda maden işçilerinin saatlerce uğraştığı yerlerden vatandaşlar canlı çıkarılacağı zaman bazı ekipler kendileri çıkarmış gibi görünme yarışına girdi.
8 gün, 9 gün kaldığı enkazdan sağ salim çıkmış vatandaşlarımız az kalsın kurtarma ekiplerinin yarattığı gereksiz yarış, görüntüye girme çabası ve izdiham nedeniyle ölümden döndü.
Allah aşkına böyle ilkellik var mı?
Canlı çıkma ihtimali olan enkaz sayısı azaldıkça toplanan kalabalıklar da oralarda arttı.
Asıl işe odaklanma adına ses çıkmadı ama tüm Türkiye bu yanlışı gördü.
Türkiye’nin hem bu konuda hem de enkaz altında kalan insanlara ulaşmak için elektronik tarama aygıtlarında uzmanlaşması gerekiyor.
Tüm ekiplerimizi kutluyoruz ama maden işçisine de haksızlık yapmayın!

Zonguldak gerçeği!
Türkiye’nin bilinen ama inkar ettiği gerçeği ile karşı karşıyayız.
Müteahhit faciaları.
Daha önce pek çok yerde karşılaştığımız ancak hem kamu hem de denetçi firmaların tam anlamıyla görevini yapmamış olduğunu bize gösteren müteahhitlik facialarından bahsediyoruz.
Bu konuda Z HABER olarak bir çağrıda bulunduk.
Canı yanan yansın.
Kimse şu partili bu cemaatten diye ayrılmasın.
Hal böyleyken tüm yapı denetim firmaları şaibe altındadır.
Kaldı ki bazı bilgiler geliyor şimdiden.
Bazı isimleri duyuyoruz.
Bunları da zamanla paylaşacağız.
Dökülen betonun kalitesinden kullanılan demirlere kadar.
Deprem bölgesinde pek çok yerde zemin düz ama bizde öyle değil.
En tepedeki bina çökse yamaçtan aşağı ne var ne yok götürecek yerler var.
Ama biz Zonguldaklılar olarak; “Altımız kaya” diyerek bunlar hiç olmayacakmış gibi yaşıyoruz!
Sormaktan.
Sorgulamaktan korkmayalım.
Herkes kendi oturduğu apartmanın analizini yaptırsın, röntgenini çektirsin!
Pek çok yerde sakıncalı durumlar çıkacaktır!

Adalet!
Hayatta kim olduğunuz, ne yaptığınız, neci olduğunuz; adalete olan inancınız ve adaleti ne kadar doğru uyguladığınız ile doğru orantılıdır.
Vicdan teraziniz sapıtıyorsa o adalet ne dilinize yakışır ne de yüreğinize.