Yıllardır aynı şeyleri konuşurken hepimiz haklı olabiliyoruz.
Toplum olarak amacımız hizmet mi, çözüm mü yoka tartışabilmiş olmak, polemik üretebilmiş olmak mı?
Şu şehirde söz ve yetki sahibi olan hepimiz öncelikle konuştuklarımızdaki kadar, dürüst, çalışkan, demokratik ve ortak akılcı olabilseydik.
Bu şehrin her kesiminden insanlarla konuşmaya çalışıyoruz.
Alakasız yerde alakasız vatandaşlarımızı dinliyoruz.
Hepsinin derdi var.
Halkımızın istediği fazla bir şey yok ki!
Ama iş politikaya geldiğinde de doğru ile yanlışı da partiye, kişiye ve memleketine göre teraziye koyan bir halkımız var.
Eeee o zaman doğru nerede?
Uzun lafın kısası halk ve kurumlar ne derse desin yönetenler risk almalı.
Öyle etliye – sütlüye dokunmadan gündelik işlerle vakit geçirmekle yöneticilik olmaz.
Siyaset, kurumlar, STK’lar, belediyeler toplum yararına olacak çalışmaları belirler ve uygulamak için risk alır.
Kavga eder.
Hedef olur belki ama bizim yöneticilerimiz bu riskleri almadan da kente faydalı olamaz.
Seçim kaygısı ve koltuğu koruma kaygısı ile her kesimle çok iyi olma çabasıyla hareket eden siyasetçi ve yöneticilerimizin şehre fazla faydası olmaz.
Zonguldak’ta bunlara örnek gösterebileceğimiz pek çok konu var.
Cücük kadar şehrin daha yaşanabilir olarak kalmasını istiyorsak bu radikal kararları alıp uygulama ve uygulatma konusunda adımlar atmalıyız.
Hak veren çok uygulayan yok!
Şimdi biz mümkün olduğunca Zonguldak ve Zonguldaklı yararına konuları gündeme getirmeye ve çözüm önerilerini tartışmaya, tartıştırmaya çalışıyoruz.
Ortak akıldan girip empati eksikliğinden çıkıyoruz.
Sonuç olarak hak veren çok ama uygulamaya geçiren pek yok!
Çok değerli Zonguldaklıların da bu particiliği bir tarafa bırakıp insani, vicdani ve kentsel değerler ölçüsünde şehrine daha fazla sahip çıkması gerekir.
Daha iyi bir şehirde yaşamak, daha insani şartlarda yaşamak istiyoruz ancak üzerimize düşeni yapıyor muyuz?
Biz böyle kararlı durmadığımız sürece ne siyasetçiler bizi fazla ciddiye alır ne STK’lar ne de bürokratlar!
Otopark önerileri!
Zonguldak şehir merkezindeki otopark rezaleti ve yaya trafiği ile ilgili daha önce çok yazdık.
Bir
Acil tedbir alınması konusunda tüm kurumlar bir araya gelip çalışma yapmalı.
İki
Caddelerin iki tarafının otoparka çevrilmesi hatasından vazgeçilip halkın ve esnafın mağduriyeti önlenmeli.
Üç
Kimseye imtiyaz sağlanmadan vatandaş öncelikle mevcut otoparklara yönlendirilmeli.
Yeni otopark alanları konusunda acil pratik çözümler bulunmalı.
Üç buçuk!
Gazipaşa ve Soğuksu Caddesi boyunca caddenin bir tarafı vatandaşın doğrudan karşıya geçişini engelleyecek şekilde beton büyük saksılarla dekore edilerek süs bitkileri ile desteklenmeli.
Dört
Bu sorun sadece belediyelerin kucağına ve keyfine bırakılmamalı.
Trafik komisyonu masada buluşup buluşup masal okumamalı.
Gerçekçi olup sorunlardan yola çıkarak radikal kararlar almalı.
Kozlu dolgu alanı neden bekliyor?
Uzun zamandır üzerinde durduğumuz konulardan biriydi Kozlu’nun fırtına yıkılan ve 8 senedir yapılamayan mendireği.
Neyse ki sonunda Ak Parti Zonguldak Milletvekillerinin de çabasıyla ihale süreci başladı.
İhaleyi Zonguldaklı iş insanı Emre Acar'ın sahibi olduğu Ceze İnşaat kazandı.
Kozlu’da aslında uzun zamandır kangren haline gelen başka bir konu var.
Kozlu Sporcu Fabrikası’nın da yapıldığı, Kozlu stadyumu ve tesislerin bulunduğu bölgede bir türlü hayata geçmeyen dolgu sahası.
Burada bir dolgu sahası var.
Ancak bu dolgu sahası öyle inşaat hafriyatlarının, taşın – toprağın dökülmesi anlamına gelmiyor.
Gelişigüzel yapılan dökümler sonrası denizde ve bölgede yaşanan görüntü kirliliğinin görüntülerini paylaşıyoruz.
Devletimiz konuyu biliyor.
Kurumlar biliyor.
Müteahhitler işin kolayına kaçmaya çalışıyor.
Ama asıl sorun dolgu sahası ilan edilen bölgenin gerekli standartlarda doldurulması ve alan kazandırılması.
Zonguldak’ın buralara ihtiyacı var.
Dalgalar stadın içine giriyor.
Bölgedeki tesislerin korunması ayrıca planlı ve şehrin ihtiyacı olan estetiğe uygun yeni tesislerin yapılması şart.
Fazlasıyla zaman kaybettik.
Beklemeyelim.
Ak Parti Milletvekillerimiz Sayın Muammer Avcı, Sayın Saffet Bozkurt ve Sayın Ahmet Çolakoğlu’nu göreve davet ediyoruz.
Vakit yetmiyor!
Şu sonbahar biraz kendime izin verip dağ – tepe gezmeye plan yapmıştım.
Ama zaman yetmiyor.
Kısa mesafeler bile uzun oluyor.
Annemizin rahatsızlığı, Umut’un düğün trafiği, iş temposu ve diğer etkenler nedeniyle pek çok dostumuzu da ihmal etmek zorunda kaldık.
Bazen yorulduğumu hissediyorum.
En güzel dinlenme yeri uzak bir yamaç, büyük bir ormanın içinde kaybolmak veya dere yatağında ateşi yakıp mevsim geçişine tanıklık etmek.
Ekibimize kazandırdığımız takviyeler sonrası yeni planlamalar yaptık ancak istediğimiz tempoyu yakalamak için biraz daha vakit var.
Sonuçta bizlere güvenen tüm dost ve okurlarımızın bizlere yüklediği sorumluluk, güven ve destek yol haritamızı belirlemede önemli.
Bizler de bu güven ve desteğe layık olarak daha iyi işler yapmak ve vatandaşların beklentilerine daha iyi yanıt verecek içerikler hazırlamak istiyoruz.
Üç günlük dünya.
Yoğun stres ve tempo hepimiz için ömür törpüsü.
Önce sağlık.
Hepinize önce sağlık diliyoruz.