Ak Parti’nin ilk iki-üç döneminde Zonguldak’ın yüzüne bakılmadı.
Siyaseten en güçlü olduğumuz dönemlerde Zonguldak hem yatırımlardan mahrum bırakıldı hem yatırım teşviklerinin adaletinden.
Küçük işler bile büyük işlermiş gibi yutturuldu.
Sonra bir baktı ki Zonguldak Ankara’da yeterince temsil edilmiyor.
Bir dönem yeni atılımlar olacaktı ekonomik kriz patladı.
Son 3-4 sene içinde atılan adımlar yılları telafi etmekte yetersiz olsa da değişimi fazlasıyla görmeye başlamıştık.
Bu sefer de yine kriz ve tasarruf kararnamesine takıldık.
Takılmamak mümkün değil.
Bu şartlarda yeni yatırımlar zaten söz konusu değil gibi!
Burada rekabetçi siyaset önem kazanıyor.
Bölge milletvekillerimizin ortaya koyacağı performans önemli.
Ancak genel olarak bakmak gerekirse dere akarken fırsatları değerlendirmeyen Zonguldak yine bir gol daha yemiş oluyor!
Şehir adına yıllardır mücadele eden bu kardeşiniz çok şey gördü.
Her çaba önemlidir.
Her emeğe teşekkür etmek gerekir.
Ancak yazık oldu geçen yıllara!
Zonguldak şimdi başka şeyler konuşacaktı!
Tasarruf demişken bu kadar vekil, siyasetçi ve STK’dan da tasarruf etsek yeridir!
Bazı isimler bol bol ziyaret edip hatıra fotoğrafı çektirmek ve sosyal medyalarında egolarını tatmin etmek için gelir dünyaya!
Ne bir fikir!
Ne bir zikir!

Firmalar patladı maaşlar tehlikede!
Zonguldak Özel İdaresi uzun zamandır yapılan işlerin ödemelerini yapamıyor.
Ödemeler 4-5 ay geriden geliyor.
Yapılacak çok iş var.
Ve Özel İdare dışında diğer kurumlarda da sıkıntılar var.
Ancak en büyük sorun özel idarede.
Bir tarafta selin yaralarını sarma çabası diğer yandan köylerin her tarafında yol ve hizmet seferberliği mali yükü katladı.
İktidar partimizin üç sayın vekili, il başkanı ve ilgili bürokratlar bir araya gelip konuşamıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunları duysa hepsini öper.
Bu durum daha önce yaşanmamış bir durumdu.
Özel İdare’den alacağını tahsil edemediği için batma noktasına gelen, iş makinelerini, dairesini satmak zorunda kalan firmalar var.
İşi yarım kalmasın diye bankacıları dağ başına çıkarıp özel idareden alacağına karşılık yüksek faiz ile para çekenler var.
Yani yakında bazı firmalar gümleyecek!
O firmalardan alacağı olanlar da gümleyecek.
Son olarak Özel İdare çalışanlarının mesai uygulamaları çok zorunlu haller dışında askıya alınmış.
Aksi taktirde maaşlar da ödenemeyebilir.
Yani milletvekillerimizin kafa kafaya vererek bu işleri çözmesi gerekir.
Bizler söz konusu hizmet olduğunda iktidarın üç milletvekilini bir arada görmek istiyoruz.

İnsaf ey israf!
Yatırımlar oluyor.
Olmalı da.
Ama bu yatırımlar olurken ülkenin soyulmasına, soydurulmasına gerek yoktu.
İnsanlarımız bir tarafta açlığa, sosyal yardımlaşma vakıflarından sağlanan sadakalara mecbur edilirken kamuda, kurumlarda, belediyelerde böylesine büyük soygunlara yol vermek, göz yummak yanlıştı.
Bunları dile getirenlerin; ‘Vatan haini’, ‘fetöcü’, ‘yatırım düşmanı’ ilan edilip her türlü baskıya maruz kaldıklarını da gördü bu ülke.
Bu baskı, ötekileştirme, adaletsizlik ve hedef göstermeler yapılırken bu kadar israfa alkış tutan insanlar da aynı israfların faturasını bugün ödemek zorunda kalan insanlarımızdı bizim.
Bizim güzel insanlarımız.
Doğrusu ile yanlışı inandığı siyasi partinin üniformasına göre değişen insanlarımız!
Tasarruf kararnamesi açıklanmış.
Nerelerde olacak, nerelerde olmayacak?
Sadece makam araçları mı?
Daha pek çok şey de tasarruf edilecek?
İnşallah!
Ama başka bir şey daha var.
En önemli tasarruf üreterek olur.
Mesela kamuda tasarrufu konuşuyoruz değil mi?
Bugün kamuda yan gelip yatırılan yüz binlerce memur var.
Hiç iş yapmadan maaş – ikramiye alan insanlar da bizim insanlarımız.
Gözümüzün önündeki devlet dairelerinde bile bugün işe gitmeden, işe gitse de iş yapmadan çok iyi maaşlar alan ama yine yüzü gülmeyen, memnun olmayan memur arkadaşlar var!
Bir tarafta yaşanan dramlar diğer tarafta çürümüşlükten beslenenler!
Hayatın, Kuran’ın, yasaların, ekmeğin, suyun adaletine aykırı işler bunlar!


Timsah’ın gözyaşları!
Vaktiyle Zonguldak’a 3 bin kişilik bir tekstil fabrika sözü vardı!
Sahi hatırlayanlar var mı?
Dönemin Valisi de danışman gibi çalışmıştı!
Nerede o fabrika?