Zonguldak’ta iyi şeyler oluyor.
Kötü şeyler de oluyor.
Mesela nüfus azalmaya devam ediyor.
Mesela yaşlı ve emekli oranı artıyor.
Mesela Zonguldak Türkiye’nin en hızlı fakirleşen üçüncü ili oldu.
Mesela tefecilik saygın meslek haline geldi.
Mesela Zonguldak havası en kirli iller arasında hala.
Mesela kapanan iş yeri sayısı ile açılan iş yarı sayısı arasındaki fark sürekli artıyor.
Yani her konuda bu şehrin ‘en’leri var.
Mesela cami sayısı artıyor ama o camilere toplamda giden sayısı hızla azalıyor.
Cemaatin yaş ortalaması sürekli yükseliyor mesela gençler eski ilgiyi göstermiyor.
Geçen Cuma Ankara’da Batıkent’teydik.
İmam hutbeden son mesajını Batıkent’te yapımı devam eden veya yapımına başlanan 20 yeni cami için yardım istedi.
Onun da sözleri ümitsizdi!
Neyse biz Zonguldak’a dönelim.
İyi düşünelim iyi olalım!
Eyvallah olalım da!
Durum öyle değil ki!
Zonguldak’ta hızla artış gösterenlerin başında dolandırıcılar geliyor.
Kişi başına düşen dolandırıcı sayısının hızla patlama yaptığı bir şehir Zonguldak!
Üzülelim mi sevinelim mi!
Kimler kimleri dolandırıyor?
Geçen adamın biri arıyor.
Israrla mesajlar atıyor.
Sonunda görüştük.
Telefonda sürekli ağlayan bir adam.
Çaresiz kalmış.
Belki de yakında intihar haberi gelecek.
Yaşı 50’lerin üzerinde.
Zonguldak’ta partilerin kulislerinden, belediye başkanlarının yanından, milletvekillerinin çevresinden ayrılmayan bir ismin kendisini nasıl dolandırdığını anlatıyor.
Olay yargıda.
Fakat dolandırıcıların bir tekniği de dolandırıp mahkeme süreçleri ile vakit kazanıp olayı yıllara uzatmak.
Çok var böyle!
Elbette ticari sıkıntılar ile dolandırıcılığı meslek haline getirenleri ayırt ediyoruz.
Sonunda anlıyoruz ki Zonguldak’ta kravatlı kravatsız, partili partisiz dolandırıcıların sayısı hızla artıyor! 
Kimisi müslümanlık ile, kimisi milliyetçilik ile, kimisi Atatürkçülük ile kimisi de yaptığı hayır işleri ile kendisini kamufle ediyor!
Saygın ve sayın dolandırıcılarımız makamlarda kendilerine yer buldukları, ödüllendirildikleri ve hoş görüldükleri sürece bu sayı daha da artacaktır!

İşe alınanlar alınmayanlar!
Zonguldak Belediyesi’ne 58 işçinin alım hikayesi üzerine daha önce yazdık.
Aynı detaylara girmeyelim.
Ama başka bir konu var.
Adamın amcası tefeci babası imar zengini ama belediyeye işe alınıyor.
Adamın iyi kazanan ticari firması var, arabaları var ama belediyeye işe alınıyor.
Elemanın babası belediyede, onu da belediyeye alıyorlar.
Elemanın üzerine kayıtlı işletmesi var, ailesinden zengin ama o da belediyeye işe giriyor.
Nasıl oluyor?
Geçen de yazdım.
Yani bu işlerde kimseyi memnun edemezsiniz.
Ama üç gün doğru dürüst çalıştıramayacağınız, talimat veremeyeceğiniz, ekonomik ve sosyal durumu iyi olan bu isimleri alma çabası neyin nesi?
CHP’liler ve CHP’ye yıllardır karşılıksız hizmet vermiş insanlar ve onların çocukları ne olacak?
Bu soruyu herkes kendisine sorsun!
Tekrar ediyorum.
Aynı şeyi Ak Parti yapınca başka CHP yapınca başka olmuyor!

K-ömür belgeseli ve Gürkay Gündoğan!
Gürkay Gündoğan’ı sanırım 2009 yılında düzenlenen Karaelmas Gazeteciler Derneği’nin gecesinde çok genç muhabir olarak elinde mikrofonla konuştuğu zamandan tanıyorum.
Gürkay’ı önceki akşam Zonguldak’ın gururu maden işçilerimizin deprem bölgesinde karşılaştıkları manzaralar ve kurtardıkları canlarla buluşmalarını anlatan belgeselin sunumunda izledim bu sefer.
Gururla.
Heyecanla.
Bir süredir Genel Maden İşçileri Sendikası basın bürosunda çalışan Gürkay Gündoğan’ın çabası ve GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil’in desteği ile hazırlanan ‘kömür’ belgeselinde çok önemli tespitleri vardı.
BEUN’de yapılan buluşmada Hatay ve Kahramanmaraş depremlerinin ikinci yılında duygusal anlar yaşadık.
Üzülmenin tedbir için yeterli olmayacağının vurgulandığı gecede benzer acıların çok da uzak olmadığını bilerek hatırladık o günleri.
GMİS’in BEUN ile birlikte sosyal olgu ve toplumla kucaklaşma adına önemli ve anlamlı bir çalışma olmuş.
Tüm kahramanlarımızı temsilen öne çıkan bazı çarpıcı kurtarma sahnelerindeki madencilerimiz ile kurtardıkları canların buluştuğu belgeselde yaşananlara karşın bize tebessüm edebilmenin önemini hatırlatan depremzedelerimiz de oradaydı.
Emeği geçenleri kutluyoruz.
İzlemenizi tavsiye ediyoruz.