Biz Z HABER olarak her zaman “samimiyet” diyoruz.
“Ortak akıl” diyoruz.
“Empati” diyoruz.
“Söz konusu hizmet, Zonguldak ve Zonguldaklı ise gerisi teferruattır” diyoruz.
Kavga etmek işin kolay yanı.
Ego işin kolay yanı.
Ötekileştirmek de kolay.
Biz tüm bu kutuplaşma ve kutuplaştırma çabalarına rağmen şehrin ortak akıl ile bazı şeyleri başaracağını savunuyoruz.
Ama toplumda kavganın daha fazla prim yaptığını da biliyoruz.
Neyse.
Bizim Zonguldak’ta siyaset yapan veya siyaset yaptığını zanneden pek çok isme sık sık hatırlattığımız iki isim vardı.
Ak Parti’nin Çaycumalı Milletvekili Ahmet Çolakoğlu ve Çaycuma’nın CHP’li Belediye Başkanı Bülent Kantarcı.
Başkan Kantarcı, Çolakoğlu’nu Ak Parti Genel Merkezi’nde ziyaret ederek kutlamış.
Sonra Çaycuma ve bölge için önemli bazı ziyaretleri birlikte yapmışlar.
Kantarcı ziyaretle ilgili;
“Çaycuma’nın değerli evladı Ahmet Çolakoğlu vekilimizi Ak Parti Genel Merkezindeki yeni makamında ziyaret ederek kutladım” demiş.
Çolakoğlu da; “AK Parti Çaycuma İlçe Başkanı Birol Yiğit ve Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı ile birlikte OTC Genel Müdürü Cem Erdem’i ziyaret ederek FİLYOS Limanında yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldık” demiş.
Bunun bir örneğini yine geçtiğimiz günlerde yaşamış ve CHP’li Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Ak Parti Milletvekili Saffet Bozkurt’a teşekkür etmişti.
Demek ki olabiliyormuş.
Geçmiş yıllarda bu tarz ilişkiler pek kurulmuyor, kurulamıyor veya gelebilecek tepkiler nedeniyle kamuoyu önünde yaşanamıyordu.
Bazen de siyasi kutuplaşma ve saha üstünlüğünü koruma adına politikacılarımız kavgadan beslenmeyi tercih ediyordu.
Kendi adıma ve Z HABER adına mutluyum.
Biz bu çağrılara devam edeceğiz.
Bu çağrıların karşılık bulduğunu görmek de çok güzel.
O nedenle Sayın Bozkurt, Sayın Posbıyık, Sayın Çolakoğlu ve Sayın Kantarcı’ya teşekkür ediyoruz.
Zonguldak ve Zonguldaklılar için daha fazla dayanışma ve daha fazla hizmet etmekten çekinmeyen, korkmayan ve geçmiş kötü örneklere inat asgari müştereklerde buluşan tüm siyasetçilere başarılar diliyoruz.


Yusuf Yılmaz’ın ardından!
Yaklaşık 5 ay önce BEUN Onkoloji Hastanesi’nin giriş katında karşılaştık.
Hastalığını duymuş ve çok geç kalınmışlığı öğrenmiştim birkaç hafta öncesinde.
Hastaneye değerli futbol hocamız Ahmet Demir’in ittirdiği tekerlekli sandalyede oturarak giriyordu Yusuf Yılmaz.
Bir taraftan annemiz Mualla Şenel’in son günlerini yaşarken onu öyle görmek bizi daha çok yaraladı.
Ayaklarım gidip, dudaklarım; “Yusuf abi” diye seslenmek istedi.
Gidemedim.
Hep karışırdı Yusuf Yılmaz’lar!
Bahsettiğim Banvit Yusuf Yılmaz’dı!
Öylece asansöre binişini izlemek dayanılmaz bir acı veriyordu.
Her köşede bir acı, endişe varken kime nasıl üzüleceğimizi, kime nasıl çare olabileceğimizin derin derdi içindeydim.
Belki de çaresizlik bağlamıştı elimi ayağımı.
Ardından yürüyen eşinin kaygısı tavan yapmıştı.
Yusuf ağabey yola girmişti belliydi!
Gözlerimin önüne gelen 40 yaşından sonra evlenip sahip olduğu iki minik evladıydı.
Her ikisi de 10 yaşından küçüktü.
Bayram öncesi aradım ulaşamadım.
Ertesi gün döndü.
“İlaç almıştım o yüzden dönemedim” diyordu.
“İyi gidiyor” derken bile gözümün önünde o bıçkın, kahkahaları yankılanan, hayırları ile bilinen Yusuf ağabeyin yüzü vardı.
Belki hep öyle hatırlamak istiyorduk.
Kastamonu Bozkurt’ta yaptırdığı köy konağında geçirmek istiyordu vaktini.
Olmadı.
Yüce Allah’tan tek dileğimiz eşine ve güzel evlatlarına güzel bir ömür.
Mekanın cennet olsun Yusuf ağabey.

Ölümler ve Zonguldak!
Yusuf Yılmaz’ın ölüm haberi sonrası pek çok yeni ölüm haberi geldi.
Sevgili dostumuz ve yazarımız Tolga Gören’in değerli babaları, Kozlu’nun sevilen ismi Sadettin Gören de aramızdan ayrılan bir başka değer oldu.
Bitti mi bitmedi.
Üzüntümüz katlanarak devam ederken Serkan Hamarat’ın oğlu 21 yaşındaki Enes Kaan Hamarat’ın ölümüyle de adeta paramparça olduk.
Dünya güzeli bir evlat.
Allah’tan en büyük dileğim hiç birimize evlat acısı yaşatmasın.
Şehirde her köşe başında acılar yarışırken gözyaşları içinde siyasetçiler de yarışa devam ediyordu.
Ve bu acılar yürekleri paramparça ederken pek çok yerde hiç ölmeyecekmiş gibi yaşam savaşı devam ediyordu.
Doymak bilmeyenler çalışanlarını sömürüyor, sahte insanlar dolandırmaya, hak yemeye devam ediyordu!
İnsanlık hali işte.

Saadet Oruç ve Zonguldak!
Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Zonguldak Ereğlili Saadet Oruç ne zaman şehre gelse Ak Parti içinde bir dalgalanma oldu.
Rahatsız olan isimler kronik hastalıklarına geri döndü.
Pek çok defa yazdım.
Sayın Oruç pek çok aktör gibi Zonguldaklının eli ayağıdır.
Ancak böyle tartışmalarla gündeme gelmek de istemez.
Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisini Zonguldak’tan Milletvekili adayı yapmak isterse zaten yapar.
Veya başka görev vermek isterse verir.
Kaldı ki Sayın Oruç da Sayın Erdoğan’a bu kadar yakın bir isim olarak bir talebi olmaz.
Zonguldak bu isimlerden şehir ve hizmet adına yararlanmalı.
Mesela Saadet Hanım Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi konusunda hassas.
Rektör Özölçer ve ekibinin çalışmalarından- çabalarından oldukça memnun.
BEUN yine Oruç’un başını çektiği çalıştay ile son dönem çok gündemde olan kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenmesine yönelik projede lokomotif üniversite oldu.
12 Rektörün bir araya geldiği Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği Toplantısında konuşan Oruç, projenin ortaya çıkış hikayesini hatırlatarak; “Bülent Ecevit Üniversitesi'nin ev sahipliği yapmasından çok memnun oldum” dedi.
Saadet Hanım pek çoğumuzun görmek istediği bir yerel politikacı gibi değil belki ama üniversite, şehir ve projeler adına pek çok çabanın içinde yer alıyor.
Sesini yükseltmeden.
Kimseyi rahatsız etmeden.
Kimsenin alanına girmeden.
O nedenle kimsenin ondan ürkmesine, tehdit algılamasına gerek yok.
Aksine şehir kendisinden daha fazla faydalanmalı.
Ak Partili siyasetçiler de kendisinden daha fazla yararlanmalı.
Emekleri için kendisine teşekkür ediyoruz.