Zonguldak’ta rödevans sahalarının cok ciddi sorunları var ve bu sorunlar yeterince bilinmiyor.
Bilinmediği için de anlaşılmıyor.
Yeterince anlaşılamadığı için de Ankara’ya yeterinde doğru ve etkin anlatılamıyor.
Sorunun kangrene dönüşmesinden rahatsız olmayanlar konuşanların çağrısından rahatsız oluyor!
Ne acı!
*
Ak Parti Milletvekili sayın Polat Türkmen’e bir çağrı yaptık.
https://www.zhaber.com.tr/polat-turkmen-uyuma-memleketine-sahip-cik
Burada çağrımızın ve konunun bazı detayları var.
*
Mesele şu aslında.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan yaşanan mağduriyeti bilse mutlaka bir çalışma olur.
Sorun da sorunun Sayın Erdoğan’a anlatılamaması.
Biz Sayın Türkmen’e çağrıda bulunduk ama aslında başka isimler de var.
*
Mesela Sayın Erdoğan ile babadan gelen dostlukları ile bildiğimiz ve sayın Erdoğan’a en kolay ulaşabilecek isimlerden gelecek dönem milletvekili olmak isteyen Sayın Muammer Avcı.
*
Mesela Sayın Erdoğan ile yine zaman zaman telefonla konuşan, Ankara toplantılarında yan yana fotoğraflar veren Belediye başkanı Sayın Alan.
*
Mesela yine Ak Parti milletvekilleri ve bazı Ak Partili siyasetçi ve belediye başkanları tarafından farkındalığı fark edilmeyen Zonguldaklı başdanışman Sayın Saadet Oruç.
*
Bakın Sayın Köksal Toptan’ın adını saymadık bile.
Başka isimler.
Başka özel ilişkiler de var.
Sayın Ofluoğlu’nun açıklamaları ile daha fazla dikkat çekilen sorunun çözümü Zonguldak’ta havanda su dövmek ile çözülmez.
*
Zonguldak Valisi Sayın Mustafa Tutulmaz Sayın Erdoğan’a üç cümle ile Zonguldak – Filyos tünellerinin durumunu anlatmasaydı, Sayın Avcı sağdan topa girip tamamlayıcı olmasaydı ertesi hafta eş zamanlı çalışmalar başlamayacaktı.
Kaldı ki o gün sayın bakan da direnir gibi oldu ama Sayın Erdoğan’ın bir sözü ile iş bitti.
*
Yoksa Bakan Bey; “Proje devam ediyor, çalışıyoruz” demeye devam edecekti.
Ne oldu?
Görüyoruz.
Gece gündüz çalışıyorlar.
Teşekkür ediyoruz.
*
Aynı mesele.
Asıl sorun, sorunu en tepeye en doğru şekilde aktaramamak!
Yerel kalkınma modelleri!
Çok yazdık.
Çok söyledik.
Anlamadılar.
Anlamak istemediler.
Kolayı seçtiler.
Bu şehre hizmet etmek istiyorsanız yerel kalkınma modellerine kafa yoracaksınız.
Tarımdan arıcılığa, turizmden imalata.
Her alanda yapılan üretim modelleri istihdam demek, ekmek demek, huzur demekti.
Anlatamadık.
Birkaç küçük örnek dışında betona gömülmeyi şehircilik, yöneticilik ve başarı saydık!
Filyos projesi değil ki tek örnek.
Her alanda her sahada fırsatlar var bu şehirde.
Toplum olarak hazırcıyız, tembeliz ama toplumu bu tembellikten uyandırmak daha fazla fırsatlar sunması gereken yerel yönetimler galiba daha fazla tembel!
Bu şehrin işi gücü bu işlere kafa yormak olmalı.
Ama bizimkiler nerede entrika var koşuyorlar.
Nerede kumpas var, ego var yarışıyorlar.
Üretenler, üretim için bedeller ödeyenler yok sayılıyor, engelleniyor, zorluk çıkarılıyor.
Veya hak ettikleri ilgi ve destekten mahrum bırakılıyor.
Öyle değil mi Aynur Abla?