Kanser vakaları Türkiye’de de artıyor.
Ancak Zonguldak’taki artış ve yaş skalası hekimleri de şaşırtıyor?
Hep birlikte soruyoruz?
Niye?
Bizlerin bunu diyebilmesi için bilimsel ve devamlılığı olan araştırmalar lazım.
Zonguldak’ta bir kanser hastanesi var ve orası da yetersiz gelmeye başladı?
Nedir bunların nedeni mesela?
Bakanlığın ve Zonguldak özelinde Sağlık İl Müdürlüğü’nün bilimsel verileri olmalı ki ne artmış, ne eksilmiş bilelim.
Son yirmi, son on, son beş sene, son bir yıllık veriler neyi gösteriyor?
Sadece ileti tetkiklerin hassasiyet mi vaka sayısını yükseltiyor yoksa gerçekten yaşananlar bir patlama mı?
Yoksa hekimler mi sıkıyor, biz mi abartıyoruz?
Beslenme alışkanlıkları mı, hava kalitesi mi, yer altında kömür olması mı,  fazla kebap tüketimi mi, denizlerdeki balıklar mı, dertler mi?
Bu şehrin yöneticileri insanları kanser ettiği için mi, şehrin yolları çok virajlı olduğu için mi?
Gerçek ne?
Gerçekten bu soruların gerçek yanıtı nedir?
Mesele biz bu soruyu hep soruyoruz?
Yıllardır soruyoruz?
Mesela çocuklarda kanser vakaları neden bu denli fazla?
Biz bu soruyu sorunca hemen alınan, küsüp darılanlar falan oluyor.
Üzerine alınıyorlar!
Biz soruyoruz?
Allah aşkına şehrin bir idarecisi, bir siyasetçisi, bir belediye başkanı, bir STK’sı da kamusal ve insani görevini yapsın ve sorsun?
Niye sormuyorlar?
Neden dert etmiyorlar?
Ve bu şehrin pek çok sakini,  belki de çoğumuz, hastane köşelerinde ya kendisi ya bir yakını için bekleyen insanlar, o çocukların anneleri- babaları neden sormuyor?
Şehre çok şükür onkolog getirince mesele bitti mi yani?
Zonguldak ve Zonguldaklı bu soruyu sormalı ve bu sorunun doğru yanıtlarına ulaşmalı!

BEĞENMİYORSANIZ BIRAKIN GİDİN!
Bayram sonrası mesaisi başlayan bazı isimlerin; 
“Bayram sonrası ilk mesai. Hava çok sıcak” gibi paylaşımlarını görüyoruz.
Bazılarına zahmet olmuş, işe gelmek zorunda kalmışlar.
Haftanın beş mesai gününün yarısında tam anlamıyla çalışanların bile böyle garip halleri insanı deli ediyor.
Beğenmiyorsanız bırakıp gidin çalışmayın!
Biz bayram sabahından itibaren çocuklarından – ailesinden uzakta üç kuruşa çalışmak zorunda kalan insanları da görüyoruz.
Adam emekli.
Yıllarını vermiş.
Ve millet neşe içinde bayram sabahı alış veriş yaparken insanların dertlerini ve dertlendikleri işleri duyunca neler yaşıyor acaba?
Düşündünüz mü hiç?
Neymiş?
Bayram sonrası ilk mesai hava sıcakmış?
Bayram sonrası ilk kahveler gelmiş?
Bu ülkede çok zorlu şartlarda yaşayan insanlar var.
O insanlara saygınız yoksa kendinize saygınız olsun.
Devletin ve sistemin tembelleştirdiği bazı çalışanların böyle garip paylaşımlarını görünce ağzımızın ayarı bozuluyor!

DEMİREL VE ZONGULDAK!
“Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz”
Bu sözler dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e ait.
Ne zaman duysam Zonguldak’ın bazı gelmiş, geçmiş ve bugünkü idarecilerini hatırlarım.
Bir de meseleleri mesele edenleri cezalandırmakla ödüllendiren, meseleleri mesele etmediği için başka makam ve itibar ile ödüllendiren seçmenimizi.
Zonguldak’ta mesele çok.
Her idareci, atanmış, seçilmiş, söz ve yetki sahibi için mesele çok.
Ancak sistem, bürokrasi, ve siyaset insanları meseleleri mesele etmeden yaşamaya, ve meseleleri mesele etmeyenleri ödüllendirmeye devam ettiği sürece Zonguldak çok vakit kaybetti.
Hala kaybediyor.
Zonguldak’ın her tarafı mesele.
Ama bu şehir gerçek meselelerini konuşamıyor!
Biz yazınca da biz kötü oluyoruz!
Hiç sorun değil.
Sabır!
Daha çok kötü olacağız!