Kilimli’de barakaların yıkımı sırasında ortaya çıkan görüntüler bu şehrin ne kadar amatörce yönetildiğini gösteriyor.
Yol geçecek.
Hizmet gelecek.
Barakaları kullananlar arasında balıkçılık yapmayanlar da var.
Karakum’da geçmişte yaşanan manzaralara da atıf yapan durumlar var diyelim.
Haklı veya haksız itirazlar da var.
Ve daha fazlası.
Eyvallah.
Hepsine eyvallah.
Bereketli bir balık mevsimi başlamışken ortaya çıkan manzara şehre eksi yazdı.
Bu şehirde, küçücük mahallede polis ile vatandaşı karşı karşıya getirmek ne demek?
“Devlet Baba” niye var?
“Devlet Baba” isterse bu işi sorunsuz ve yaşanabilecek mağduriyetleri en aza indirecek şekilde çözer.
Eski Vali Sayın Ali Kaban’ı hatırlayın.
Mithatpaşa Tünelleri’nin geçeceği yerde yaşanan itirazların uzaması, projenin ertelenmesine neden olacak ve bugün tünel açılamayacaktı.
Öyle değil mi Okan Muhtar?
Ayrıca Kilimli için güzel bir değişim ve dönüşüm yaşanırken bu sorunun çok daha ortak akıl mantığı, hukuk ve vicdan ile çözülmesi gerekirdi.
Elbette siyasi sonuçları da olacak yaşananların.
Bombanın pimini çekip Belediye Başkanı Kamil Altun’un kucağına bırakıp gittiler!
Sayın Altun’un da yaşanabilecekleri görüp sürecin daha planlı ilerlemesi için daha fazla devrede olması gerekirdi.
Olayı sadece orada yeri bulunan ve onların yakınları ile sınırlandırmayın?
Bir de lüks oda düşkünü kaymakam efendi hazretlerini görseydik yıkım sırasında!
Zahmet buyurup gelseydi!
Neyse!
Vali Bey’den talimat beklemiş olabilir!

Zonguldak'ta yasak Düzce’de serbest!
Buraya dikkat lütfen.
Zonguldak Safari Offroad Kulübü (ZOSOFF) üyesi arkadaşlarımız yıllardan beri farklı kentlerde yapılan şenliklerden  başarıyla dönüyor.
Son beş – altı yıldır da Zonguldak’ın da bir festivali, şöleni olsun istiyorlar.
Ne bir rant hesapları var.
Ne bir kaypaklık peşindeler.
Önce Orman Bölge Müdürlüğü yokuşa sürdü izin vermedi.
Sonra Zonguldak Belediyesi böyle bir çalışmanın içinde olmak istemedi.
Ereğli’de yaşanan bir iki olumsuz örnek sonrası bu arkadaşlar yani alternatif arayışlara girdiler.
Sonunda Çaycuma Belediyesi’nin zemin, sulama, sahne kurma gibi destekleri ile yola çıkıldı.
Dernek bin bir zahmet ile sponsorlar bularak hem Offroad hem de motorkros yapmak için tüm hazırlıkları yaptı.
Türkiye’nin farklı yerlerinden usta sürücüler şov için gelecekti.
Ancak Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu’nun İç İşleri Bakanlığı’na; 
“Bu tarz organizasyonlarla bizim ilgimiz yoktur” yazısı nedeniyle çelişkili bir hal aldı.
Bu süreçte Sayın Vali Mustafa Tutulmaz dernek başkanı Sefer Oktay’ı kabul etti.
Destek olmaya çalıştı.
Dinledi, anladı.
Ancak olmadı.
Ne oldu biliyor musunuz?
Zonguldak Safari Offroad Kulübü Zonguldak’ta büyük bir heyecan ve katılımla yapmayı hayal ettiği etkinliği gitti Düzce’de yaptı.
Renkli görüntülere sahne olan buluşma nedeniyle Zonguldaklılar çok güzel bir buluşmadan mahrum bırakıldı.
Arada bazı illerde yine izin çıkmazken bazı illerde yapılmaya devam ediliyor.
Bize göre bu buluşma bir dernek faaliyeti.
Yani Fenerbahçe ve Galatasaray’ın resmi karşılaşmalarda federasyon kurallarına bağlı olmasının ötesinde her iki takımın futbolcularının gidip özel bir turnuvada  veya halı sahada maç yapmaları gibi.
Başka şehirlerde belediye başkanları, emniyet müdürleri sembolik de olsa direksiyona geçip renk katarken bizde neden böyle.
Bu diğer pek çok meselede de böyle.
Olay biraz şöyle gibi;
Bir işi olmasını isterseniz onun için yolunu bulursunuz.
Olmasını istemezseniz de yine bir nedene sığınırsınız.
Sonuç bu.
Aklımız almıyor.
Zonguldak’ta uygulanan yasak Düzce’de nasıl uygulanmaz!
ZOSOFF Başkanı Sefer Oktay’ı ve ekip arkadaşlarını sorunsuz sona eren bu organizasyon nedeniyle yürekten kutluyoruz.

Köprü meselesi!
İlk günden beri ne anlatıyoruz?
Mesele Fevkani’yi yıkmak değil.
Yerine ne koyacağımız önemli
Beş farklı ayaktan gelen trafiği iz düşümü aşağıya indirdiğinizde sistemin ne kadar sağlıklı çalışacağını nasıl izah edeceksiniz?
Çözümü anlatmadan, göstermeden;
“Şöyle yıkacağız böyle yıkacağız” derseniz süreç gereksiz bir inada dönüşür siz de bu inatla o yıkılan köprünün altında kalırsınız.

Hayata dair
Mutlaka şucu, bucu, falanca, filanca olmak zorunda mıyız?
“Önce insan” olamaz mıyız mesela!
Mutlaka birileri gibi olmak, düşünmek zorunda mı bu insanlar!