Depresif günlerimin akşam serinliğinde birkaç kelam yazayım dedim ve inanın farkındayım ihmal ettiğimin,

Bir de yazmazsam ölürdüm herhalde diye söylüyorum her platformda…

Yok aman sakın, kendimle çeliştiğim falan yok, yanlış falan da anlaşılmak istemem.

Malum sıcaklar, hayata tutunma çabaları,

Zamlar bazı zamanlar da zamcıklar,

Bir de nankörler, kediler değil gerçek nankör olanlar var…

Arkadan konuşanlar diye bir kısım var ya hani, yüzüne gülücükler saçıp ve hatta omzunda gözyaşı döken insanlar.

TDK hala onlara insan diyor değil mi? En son bazı komik – eksantrik güncellemeler yapmıştılar,

Bir de Türkiyeli diye bir saçmalamadan geri dönüldü sanırım;

Yeni bir arayışa gerek yok babalar gibi TÜRK, kanımızın son damlasına kadar!!!

Bir sonraki güncellemede o dediğim insanlara yeni bir ad verirler inşallah da onları tasvir ederken insanlara istemeden hakaret etmiş de olmayalım.

İnsanlar, hani O insanlar var ya devamlı konuşuyorlar; yüzünüze başka arkanıza başka,

Hani O insanlar var ya O işte;

Aman maazallah yanlış anlaşılmasın O derken

Oportünist insanlardan bahsediyorum; hani çıkarına göre hareket eden her zaman her koşulda sadece kendini ve çıkarını düşünen,

Kendileri mevzu bahis oldukları zaman yapamayacakları şey yoktur, yıkama yağlamada da birer dünya markası olduklarını benden duymuş olmayın.

Tabii ta ki işlerine yaradığınız kadar bu hizmet sonra da karalama – çamur atmada da dereceye girenlere çok şahit oldu bu kardeşiniz.

Velhasılıkelam bu O insanlar konuşuyorlar kendilerince dilleri döndükçe Cenabı Rabbimin bi aklı ona verdiklerini sanıp konuşanlar.

Konuşmak öyle kolay bir iştir ki bir o kadar da meziyet ister, bazen de konuşmak için konuşulur,

Bazen bilip bilmeden, olayların aslı astarını öğrenmeden, gerçeğe ulaşmaya çalışmadan, kendi kafasına göre kurgulayıp konuşurlar,

Hatta bazen konuşmak yetmez; iftira atarlar, karalar – çamur atarlar, insanların ekmeğine göz dikerler, kendilerince hain ilan ederler,

Bazen de bazıları az konuşur öz konuşur; doğruyu, gerçeği, olması gerekeni, hakkı…

Anlayacağınız konuşmak zor iştir; çoğu fırıldaklıkla karıştırsa da…

TDK’dan rica ediyorum lütfen bu arkadaşlar için güzel her ortamda rahatça söylenebilecek herkesin anlayabileceği güzel bir kelime bulsunlar.

İnsan var insan var; O işte bahsettiklerim var - bir de tertemiz insanlar var.

Daha fazla uzatıp sizleri de sıkmak istemiyorum, eminim sizlerin de O insanlardan oportünist olanlardan etrafınızda vardır.

**

Depresif diye başladım sözlerime ama biraz da agresiflik belki bir tutam da tripten bahsedebiliriz,

Kendi sosyal medya hesabımda ufak bir açıklama yaptım geçen akşam;

“ Zonguldak’a iki roman ve yüzlerce deneme – makale yazdım; şimdi de film senaryosu yazalım.

Not: Gözlerinizi kapatabilirsiniz ya da görmezden gelmeye devam. “ diye.

İsterseniz serzeniş deyin isteyen trip ama ben sabaha kadar bu şehirde sahipsizlik diyorum ve daha önce defalarca dile getirdim – ki canlı yayında katıldığım programda da dile getirmiştim.

Bu şehrin sahipsizliğini her zaman eleştiriyoruz ama bu şehrin içinde yaşayanları da bizler sahipsiz bırakıyoruz.

Bu tribim ya da serzenişimi de şahsi algılamayın, onlarcasını düşünerek onları da temsilen yazdım o satırları.

Bu şehirde fuarlar, toplantılar, festivaller, sempozyumlar, konuşmalar, programlar vs alayı yapılıyor bu şehre ürün veren her satırında bu şehri yaşayan ve yaşatan insanlara bir telefon etmeyi, iki sırt sıvazlamayı çok görüyorlar.

Ne yapalım, küselim mi hayır,

Biz her şeyi göze alarak aldık elimize kalemimizi,

Rabbim satırlarımızı tüketmesin inşallah.

Satırlarda buluşmak üzere.

Sevgi ve Saygılarımla.