Dünya dönüyor, günler geçiyor; günler geçtikçe insanlar da değişiyor.
İnsanlar değiştikçe çıkarlar – tercihler – bakış açıları,
Kutsal değerleri – olmazsa olmazları – öncelikleri, namları,
İsimlerinden önceki kelimeler, arkasından ve yüzüne karşı konuşulan söylemler,
Alayı değişiyor hem de o nasıl değişme…
Kimisi zaten hepten fırdöndü, her devrin adamları.
Akıntıya karşı yüzmezler, sırtlarını dalgaya verirler,
Onlar hangi yöne gidiyorsa emin olun rüzgâr oraya esiyordur, hava durumunu takip etmenize gerek yok; inanın gram şaşmaz.
Rüzgâr dediğime bakmayın; para neredeyse oradadır onlar,
Paraya ve güce karşı zaafları vardır,
Bedava yiyecekler – içecekler, lüks - fiyakalı ortamlar,
Porsiyonlar, şişeler, masalar, kahkahalar…
Çok da güzel masa kurarlar,
Kâh memleket kurtarırlar, kâh aleyhine konuşurlar, kâh birilerine umut verirler, kâh tutamayacakları ve hatta yarın hatırlamayacakları sözler ederler ( hem de yeminli )
Yanlarında noterden hallice her denilene evet diyen bedavacı tayfa; yeme içme bedava.
İster lale devri de istersen, istediğini de işte :) herkesin kendine göre elbet vardır betimlemesi veyahut benzetmesi.
Dedim ya masa kurmada iyidirler;
Yerler, içerler, şarkılar – türküler, tutulmayacak sözler, onay merciyi yukarı aşağı sallanan yorum etmekten aciz kafalar,
Söylenene evet deyip önüne konulanı yiyip içen kafalar.
Sayısı duruma şarta göre değişir ama sabit müdavimleri vardır, onlar asla şaşmaz;
Yeri gelir ailelerinden vakit ayırırlar yine de masalarda olurlar,
Çok sadıktırlar çok da bağlı,
Ne yasaklar onları uzaklaştırabilir ne de pandemi koşulları…
Çıkar dünyası insanlarının işlerine yaradığın kadar varsın derler esasında ama oralara girersek buradan çıkamayız,
Ben mevzuya döneyim,
Masada iyidir dedim zaten, önceden fiyakalı masalar kurardılar,
Şimdilerde de masayla yetinmiyorlar;
Kafalarına göre atamalar, yerleştirmeler, planlar – projeler…
Sen şuraya sen buraya, hop sen dur geri gel,
Sana burası daha çok yakıştı, bak sana burası daha iyi gider,
Sıkıntı yapmayın rüzgâr bizle beraber,
Gölgelerin gücü adına güç ben de artık naraları he-man misali,
Velhasılıkelam masalar değişebilir ama kafalar aynı – yiyecekler aynı – yiyenler aynı…
Bakalım günler geçiyor,
Masalardan kimler gelip geçecek,
Rüzgâr mı kalacak,
Yiyecekler mi,
Güç mü – para mı,
Yoksa sürpriz olup
Hakkaniyet mi gelecek…
Bekleyip göreceğiz.
Elbet masaların hesabı ödenir,
Ya bu dünyada ya da huzuru mahşerde…
Son olarak her kim kimin hakkını yiyorsa kursağında kalsın,
Hakkıyla yiyeninde biri bin olsun inşallah.
Sevgi ve Saygılarımla.