Dün demiştik ya mesele etmek.
Yani bu şehrin her tarafında mesele edecek konular var.
Dün de Demirel’in sözüyle; “Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz” demiştik.
O hesap.
Kozlu sahilinden Kozlu Stadyumu’na geçen yolda spor salonu inşaatı nedeniyle oluşan çukurların kapatılması gerektiğini yazmıştım.
Dolduruldu.
Ama bu sefer de yaz başladı.
Orada düğün salonları, halı sahaları var.
İlçenin en yeni ve en güzel mekanlarından olan köftecisi var.
İnsanlarımız düğünlere gidiyor.
En güzel kıyafetleri ile düğüne giden vatandaşlarımız toza bulanıyor.
Çocuklarımız, seyircilerimiz stadyuma maç için gidiyor.
Toplamda 40- 50 metrelik mesafeye o tozun kalkmasını önleyecek geçici bir kaplama çok zor değil.
Çok mu zor?
Her konuyu Sayın Vali Osman Hacıbektaşoğlu’ndan görmesini beklemeyin.
Her konuyu bizlerin yazmasını beklemeyin.
Hani insana verilen değer?
Kozlu’muzun belediye başkanı Sayın Altuğ Dökmeci’ye da hatırlatalım.
Burası Kozlu’nun nefes aldığı bir yer!
Yani Kozlu’da bulunuyor!

ÇAĞLAYAN NEDEN YENİDEN BAŞKAN?
Ak Parti İl Başkanlığına Mustafa Çağlayan asaleten atandı.
Ak Parti’de elbette il başkanlığı yapabilecek başka isimler de var.
Ancak onlarında bir kısmı; 
“Mustafa bu işi bizden daha iyi yapar, zorlukları göğüsler, zaman ayırır, mücadele eder, temsil kabiliyeti kuvvetlidir” düşüncesindeydi.
Milletvekillerinin bu konuda yaşadığı görüş ayrılığının nedenlerini biliyoruz.
Bu süreçte pek çok dostumuz; 
“Mustafa bu sefer gider dediğinde”, “kalır – devam edecek” dememin bazı nedenleri vardı.
Bu konu aslında tartışmaya bile kapalıydı.
Ancak yine de bazılarının gönlü kırılmasın diye farklı görüşler de alındı.
Hayırlı olsun.
Mustafa Çağlayan daha fazla çalışmak ve daha fazla kucaklayıcı olmak zorunda.
Hizmeti siyasetin üzerinde tutarak belediye ve diğer kurumların elinden daha fazla tutmak zorunda.
Partili partisiz diye ayırmadan halkı daha fazla kucaklamak zorunda.

AMASRA-FİLYOS HATTINDA TRENE BAKAR GİBİ!
Bayramda şu kadar turist gelmiş, bu kadar turist gelmiş.
Falanca yeri bu kadar kişi gezmiş.
Bu haberleri biz veriyoruz.
Ve bu haberleri verirken acı acı gülüyoruz.
Oysa ki neler neler olacaktı bu şehirde.
Şimdi mağarayı 15 bin kişi gezdi diye mutlu olmak zorundayız.
Biz bu konuya çok kafa yorduk.
Devrek’in girişinden, hatta Yeni Çağ yol ayrımından itibaren yapılacaklar var.
On binlerce insan Devrek’ten Amasra’ya geçiyorsa benim belediye başkanı olarak görevin o insanların çeyreğini – yarısını Devrek’e uğratmak olmalı.
On binlerce insan Çaycuma’dan geçiyorsa benim belediye başkanı olarak görevin o insanların çeyreğini – yarısını Çaycuma’ya uğratmak olmalı.
İlçelerin girişlerinde – yol boylarında bu düşünceyi destekleyecek radikal değişimler, düzenlemeler, geniş alanlar olmalı.
(Bu arada parantez açalım Devrek’in simidi eski simidi değil!)
Amasra’ya, Bartın’a giden on binlerce insanın çeyreğini Filyos’a getirmeliydik.
Çok mu zordu.
Atilla Öksüz yazınca bozuluyorlar.
Yıllardır trene bakar gibi baktırdılar bu şehri!
Çaycuma’da yapılan güzel değişimlerin ötesinde diğer noktaları çirkinleştirdik el birliği ile.
Filyos antik kenti Karadeniz’in gerçek Efes’i.
Nerede bizim beton kafa belediye başkanı?
Nerede sözler?
Bu konuda çok şey söyleyebiliriz.
Ama inanın bizi anlayan pek kimse yok.
Bazılarının da ya işine gelmiyor veya bu işleri yapacak olanlar da bu görevlere gelemiyorlar!
Bu arada ne oldu Kadıoğlu mozaikleri!
Daha termik santrallerin de bacalarını turizme açacağız!
Öyle değil mi Yavuz Başkan?

KADERİ NE OLACAK?
Cumhuriyet’in ilk termik santralı olan ÇATES A binası bakımsızlıktan çürümeye terk edildi. 
Turizm’den hak ettiğimiz payı alacağız ya hani!
İçindeki makine aksamı hurda fiyatına satılan santral binası ne olacak?
Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı’nın (ZOKEV) kültür varlığı olarak tescil edilip koruma altına alınması için başlattığı çalışmalar, Prof. Dr. Hakan Kutoğlu’nun Zonguldak Kent Konseyi başkanı olduğu dönemdeki girişimlerle sonuç verdi ve tarihi santral “endüstri mirası” olarak tescillendi.
Bu karara itiraz var.
Sonuç ne oldu bilemiyoruz.
Ancak şöyle bir durum var.
Zonguldak’ta Kömür Jeoparkı’nın en önemli noktalarından biri olması gereken bina konusunda kimsenin pek sesi çıkmıyor.
Mesela Fevkani Köprüsü konusunda itiraz eden pek çok kitlenin bu tarihi bina söz konusu olduğunda sustuğunu görüyoruz.
Bu bir samimiyetsizlik mi, bilinçsizlik mi?
Ne diyorsunuz burayı da yıkıp AVM falan mı yapsak?