Esasında bayramdan güzel anlar yazmaya niyetliydim ama Zonguldak yanıyordu maşallah,
Bayramda her yerde mevzu – kavga vardı; hatta silahlar…
Masalarda rızıklar yarıştırılırdı,
Kâh çoluğunun çocuğunun rızkı, kâh evinin mutfak masrafı – ilaç parası -faturası…
Sarf edilen promil, ağızdan çıkan yüksek sesler, kavgalar, hakaretler…
ÜZÜLÜYORUM,
Düşülen halden, çevreye verilen rahatsızlıktan, çocuklara biçilen rol – modelden, bağrışmalardan, analı – bacı küfürlerden…
Yoksa kim nerede ne içiyorsa içsin, nerede kumar oynuyorsa oynasın
Saygı duyuyorum ama …
Zonguldak’ın her köşesinde – her ilçesinde neredeyse kavga – gürültü vardı,
Çukur’a döndü memleket….
Ama sorsan bu şehrin çok seviyoruz, sevdalısıyız bu memleketin!
Beni kimse yanlış anlamasın; herkes kendi kesesinden istediğini yapıyor, buna ben karışamam bir şey de diyemem, hakkım da yok.
Ama çoluğun – çocuğun önünde, onları rahatsız edercesine, bugünlerini ya da yarınlarını etkilercesine bu yapılırsa orada saygım bitiyor.
Ortaokul sıralarına kadar indi bazı şeyler adlarını anmak istemiyorum, bazı şeyleri önceden görmek – tedbir almak gerekir, son pişmanlık ne yazık ki fayda etmiyor,
Zor dönemlerden geçiyoruz gerek ekonomik gerekse sosyokültürel olarak, her zamankinden daha çok dikkat etmeliyiz,
Başkalarını rahatsız etmeden – onlara zarar vermeden,
En önemlisi de çocuklarımızı yanlış yöne eğilebilecekleri algılarla küçük yaşlarda tanıştırmadan bir hayat sürdürmenin gerektiğini düşünüyorum.
Ne yazık ki Zonguldak, bu bayrama;
Çölde bir bardak suya hasretmiş gibi paldır güldür giriş yaptı,
Dört bir yerde çıkan haberleri; ya okuduk ya da bizzat şahit olduk.
Emeğin başkenti ne yazık ki bu bayram “ Yüksek Promilli Şehir” oldu.
Kimse beni yanlış anlamasın, herkese saygı duyuyorum, masalara da,
Ama bu şehri ve çocukları gösterdiğim saygıdan daha çok seviyorum!
Umarım, endişem – tedirginliğim – utancım – kaygılarım ve temennim sizlere de geçmiştir,
Son pişmanlık fayda etmiyor ve hiçbir gözyaşı gideni geri getirmiyor,
Ne umutları ne yarınları ne hayalleri ne de yitip giden canları…
*
Neyse, ben de bayramda ailem ve dostlarımla beraberdim,
Bayramın 2. Günü Elvanpazarcık’a iş arkadaşımın düğününe gittim, oradaki birlik – beraberliği, paylaşımı ve özellikle eğlenme biçimini gördüm; beğendim, çok güzel buldum.
Daha önceden 2 kez maçlarına gittiğim Elvanpazarcık’ın düğünlerinde de gösterdikleri ilgi – alaka ve misafirperverlik için başta dostum Erdem Akgöz olmak üzere herkese teşekkür ediyorum.
Ayrıca şampiyonluk yolunda takımlarına destek olan ve düğündeki ahengi bozmayan - yardımlaşma çerçevesi içinde birlik beraberlik içinde hareket eden beldenin gençlerini de tebrik ediyorum.
Ve tabii ki de EPS’nin Şampiyonluğunu kutluyor, başarılar diliyorum.
3.gün ise “ Yine başkasının nikâhındaydım “ diye son dönem şakasını yapayım,
Muslu Beldemizin gençlerinden sevdiğim bir genç kardeşimin nikahına katıldım.
Çiftlere, sonsuz mutluluk ve yuva kurma hazırlığında bulunan tüm kardeşlerimize de kolaylıklar diliyorum.
Darısı başımıza : )
**
Rızık, Birlik – Beraberlik
Bugün gibi kelimeleri kullandım, bunlar çok da tesadüfi değildi esasında,
Bilindiği üzere bugün “ Hıdırellez ve Bahar Bayramı “,
İçinde bulunduğumuz ekonomik konjonktürde, yaşanılan ve yaşatılan imkânsızlık – eksiklik – yokluk ve yoksunluk dolu hayatlarımızda,
“ Bolluk – bereket – huzur – mutluk – birlik – beraberlik “ tohumlarına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var,
İnşallah bu zor günler biter de daha zor günler yerine daha iyi daha huzurlu daha mutlu günler gelir.
Geçmiş Ramazan Bayramınızı ve 3 Mayıs Türkçülük Bayramınızı,
Ve Hıdırellez ve Bahar Bayramınızı kutluyorum.
Sevgi ve Saygılarımla.