Dün; “Filyos Diilovası olmasın” demiştik.
İçerik olarak da öncesi ve sonrasına özet geçmeye çalıştık.
Bölgenin büyük bir felakete sürüklenmemesi için önlenebilir durumlar üzerine kafa yorduk.
Çok sayıda mesaj geldi.
“Dilovası’ndan daha beter olur” diyenler var.
Benzer endişeleri geçtiğimiz günlerde yaptığımız canlı yayında Çaycuma TSO Başkanı Zekai Kamitoğlu dile getirmişti.
Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı önceden beri dile getiriyor.
Burada samimiyet ile bütün söz ve yetki sahibi olan dostlara sesleniyorum.
Konuşalım.
Kendi aramızda fısır- fısır etmeyelim.
Ve bu konuda gözleri Çaycuma’nın öz evladı, iktidar partisi milletvekili Ahmet Çolakoğlu’na çevirelim.
Ahmet Bey;
Nasılsınız?
Filyos’ta bir tarafta sanayileşme derken bütün yatırımlar içinde termik santral ve benzeri çevre faciasına neden olacak yatırımlar var mı yok mu?
Vadinin üzerinde baca gazlarının bir kütle olarak uzanmasını ister misiniz istemez misiniz?
Bu konularda tam ve net olarak kamuoyunu şeffaf şekilde bilgilendirecek misiniz bilgilendirmeyecek misiniz?
Bu hassasiyetlere bölgenin evladı olarak en çok sizin sahip çıkmanız insani ve vicdani bir beklentidir?
Yanıtlarınızı bekliyoruz.
Kilimli’ye gemi söküm!
Geçtiğimiz yıllarda Kilimli’ye yapılması gündeme gelen gemi söküm tersanesi için tavrımızı net dille ortaya koyduk.
Geçmişte buraya bir işaret konulmuş.
Denilmiş ki burası gemi söküm tesisi olacak.
Hatta bir geminin de sökümü yapılmış.
Alınmış bir karar var ve bu karar bozulmalı.
Geçmişte Vali Erdoğan Bektaş ile Aliaağa’ya giden heyette yer alan bazı işadamlarımız ısrarla bu tesisin zarar vermeyeceğini söylese de kendisi gemi söküm işi yapan Aliağa Belediye Başkanı hiç de öyle demedi.
Erdoğan Bektaş gitti.
Şimdi Mustafa Tutulmaz var.
Bu işi Vali Bey’in kucağına atmak da doğru değil.
Bunu neden söylüyorum.
Bu mesele yakında gündeme yeniden gelecek.
Şimdiden uyarıyoruz.
Ne oldu Devrek’e?
Ak Parti Milletvekili Özcan Ulupınar vatandaşın en kestirmeden ulaşabildiği isimdi.
Hal böyle oldukça herkesin Ankara’ya bir gidesi mecliste bir yemek yiyesi gelmişti.
Aklına esen Ankara’nın yolunu tutmuştu.
Özcan Bey için övünç kaynağıydı.
Ama ne oldu aynı Özcan Ulupınar kendi seçim bölgesi Devrek’in askeri birliğine sahip çıkamadı.
Efendim şu oldu da bu oldu!
Geçelim bunları.
Bugün Devrek’te ekonominin daha hızlı küçülmesinde etken olaylardan biridir bu ihanet!
Şehrin sahibi yok!
Bu söz çok acıdır.
Olaylara, adamlara, kahramanlara, yancılara, yalamalara, paravanlara bakınca görüyoruz ki kesinlikle şehrin sahibi yok.
Hepimiz konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz?
Doymak bilmez dinozor makinelerinin egemenliğine teslim olmuş yöneticilerimizin elleri kolları bağlı!
Bir şehir yıllardır aynı şeyleri konuşabilir mi?
Bir şehir bunu nasıl başarabilir.
Ne acı ki yönetimler ve yöneticiler değişiyor ama sonuç değişmiyor?
Kadın siyasetçiler
Son dönemlerde siyasette kadın eli giderek azalıyor.
Küstürülmüş.
Yok sayılmış kadınlar siyasetin ve STK’ların dışında.
Olanlar da yalnız.
Zonguldak’ta az da olsa kadın yöneticilerimiz var.
Erkek egemenli bir siyasette ve şehirde onların sözlerini, fikirlerini duymaya ihtiyacımız var.
Z HABER olarak onlara daha fazla yer vereceğiz.