Sokakta, işyerinde , televizyonda, 
sosyal medyada , kahvede,
aynı konu;
hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, 

Enflasyondan şikayet etmeyen yok.

Market market gezmeden, 
etiketleri karşılaştırmadan,
indirimleri takip etmeden  
alış veriş yapmak tarihe karıştı. 

Enflasyonla mücadelede 
en büyük sorumluluk iktidara düşüyor.
Lakin bu meselede;
Muhalefetin, İşverenin ,Sivil Toplum Kuruluşlarının da duyarlılığı çok önemli. 

İktidar ve muhalefet açısından konu 
polemikten öte gitmiyor.
On binlerce üyesi olan sendikalar ise 
Enflasyonla mücadeleyi rafa kaldırmış.

Geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığına 
neden olan fiyat artışı yerine, 
sayıları artan sendikaları kendilerine 
dert edinmişler. 

Memura ve emekliye yapılacak 
maaş zammı arifesinde 
%2 lik barajın peşine düşmüşler.

Ağustos 2021 de Resmi Gazete’de 
yayımlanarak yürürlüğe giren 
Toplu İş Sözleşmesinde sendika 
üyelerine ödenecek olan ikramiye 
%1 ilk şarta bağlanmıştı.

Bu düzenleme Danıştay’a götürülmüş 
ve Mahkemece iptal edilmişti. 

Bu iptalin ardından iki sendika 
Konfederasyonun da isteği üzerine  
hazırlanan yasa tasarısı komisyonda 
kabul edilerek TBMM’ye getirildi.

Geçen yıl %1 olan baraj %2 ye 
çıkarılarak 28 Aralık 2022 tarihinde 
Resmi Gazete'de yayımlandı ve 
yürürlüğe girdi. 

%1 lik barajda Enflasyondan 
nasibini aldı %2 oldu. 

Dilerseniz konuya biraz daha 
açıklık getirelim. 

Sendika üyelerine 3 ayda bir olmak üzere;
ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında 
706 TL toplu sözleşme ikramiyesi ödeniyor. 

Sendika üyesinin Ocak 2023 de 
1000 TL ye çıkacak toplu sözleşme 
ikramiyesini alması için;
üye olduğu sendikanın toplam üye sayısı 
hizmet kolunda çalışan toplam sayısının 
en az %2 sini aşması gerekiyor. 

Örneğin toplam çalışanı 295 bin olan 
Büro İş kolunda bir sendikanın %2 lik 
barajı aşması için 5 bin 900 memuru 
üye yapması gerekiyor . 

Türkiye’de bulunan yaklaşık 231 
sendikanın 189 u %2 barajını aşamıyor. 

Bu durumda %2 lik barajın altında 
kalan sendikalara üye, yaklaşık 100 bin 
kamu çalışanı 706 TL olan toplu sözleşme ikramiyesi alamayacak. 

Toplu Sözleşme ikramiyesi olamayan 
sendika üyelerine yaklaşık 250 tl 
toplu sözleşme ödeneği verilecek.
 
Bu kararla sendikaların disipline edileceği 
her önüne gelenin sendika kurmasının önüne geçildiği , sendikal birlikteliğin sağlanarak sendikal mücadelenin güç ve istikrar 
kazanacağı savunuluyor. 

Kararı savunan Sendikalara 
sormak lazım;
Sendikal mücadelenin güç ve istikrar 
kazanması için elinizi tutan mı var. 

Memurun Emeklinin hakkı için 
ne zaman bir araya geldiniz,
alanlara indiniz ,eylem yaptınız, 
aynı masada buluştunuz.

Geldiniz de size diğer sendikalar mı 
engel oldu. 

Bir zamanlar üyelik ödentisi 
kesilebilmesi için gerekli %5 lik 
barajı ‘ antidemokratik’ 
bularak karşı çıkan Memur-Sen’di 

Toplu sözleşme kazanımlarından yararlanabilmek için Memur-Sen”in 
‘dayanışma aidatı’ talebine 
karşı çıkan Türkiye Kamu-Sen’di. 

Dün  %5 barajı antidemokratik 
uygulama gören Memur-Sen,
Dayanışma aidatını memurun 
cebindeki paraya göz dikmek 
olarak gören Türkiye Kamu-Sen,
bugün nasıl oluyor da %2 lik barajı
demokrasi ile izah ediyor? 

Bu nasıl bir demokrasi anlayışı 

Hani derler ya 
“Beni bir sen anladın, 
Sende yanlış anladın” misali 

Demokrasinin tanımı mı değişti? 

Yasaklamalar ve sınırlamalar 
hangi sendikal anlayışa 
hangi demokrasiye hizmet eder?

Bu uygulama sendika tekelini 
teşvik etmez mi?

İş barışını bozmaz mı? 

Ekonomik koşulların her geçen 
gün ağırlaştığı bir dönemde binlerce 
sendika üyesi memuru 3 ayda bir 
alacağı 1000 TL den mahrum etmenin 
kime ne faydası var ? 

Bu karar Anayasa’nın eşitlik ilkesine 
ve sendika seçme özgürlüğünü güvence 
altına alan hükümlerine aykırı değil mi?

Bu kararla özgür iradeleri ile 
sendika tercihi yapan kamu çalışanları
cezalandırılmıyor mu? 

Daha soracak çok soru var. 
Şimdilik bunların cevabını alsak yeter. 

Kalın Sağlıcakla. 

Haftanın Sözü:
Eşitlik olmadan, demokrasi olmaz.
  - Noam Chomsky