Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketini yaşıyoruz.
Her kare canımızı yakıyor.
Her kurtuluş umut oluyor.
Ne gözyaşlarımız diniyor ne de 99 depreminden bu güne yapılan tüm uyarıların hiçe sayılmasına olan öfkemiz!
*
Devlet ve ilgili kamu - sivil tüm kurumlar iş başında.
Büyük bir coğrafya.
Kurtarma ekiplerinin yetersiz kalması kaçınılmaz.
Her yerde her yıkılan yerde tam donanımlı ekipler bulmak pek mümkün değil.
Önünden geçilemeyen çok enkazlar var.
Hava buz gibi.
Ve ilk şokun atlatılması sonrasında farklı yerlerden gelen ekiplerin de ulaşması ile daha fazla cana ulaşılacaktır.
*
Deprem yönetmelikleri çıktıktan sonra yeni binaların bile bu kadar kolay yıkılabildiği bir ülkede belli ki müteahhit çalmış, denetçi kayırmış, yerel yönetimler görmezden gelmiş!
Üçkağıtçısı bu kadar bol güzel ülkemden de başka manzaralar beklenemezdi!
*
99 depreminden bu güne yıkılması gereken tüm binaları yıkıp yenileri yapmış olsaydık da demek ki bu üçkağıtçılık sistemi var olduğu sürece böylesi yıkımlara engel olamayacaktık!
*
Bugün birlik olma günü.
Yardımda yarışan bir ülkenin güzel insanları arasında yağmada yarışanlar da olabilir!
Birlik olalım.
Deprem ülkesinde yaşadığımızı unutmadan sonrası için yeni bir başlangıç olması ümidiyle!
Allah ülkemize güç tüm arama kurtarma ekiplerine kolaylık, yakınlarını kaybedenlere sabır, kurtarılmayı bekleyenlere de ömür versin.

Oturduğum ve çalıştığım binadan gelen fotoğraflar!
Depremin ilk anlarından itibaren yıkımın büyük olduğunu görüyorduk.
İlk mesaj İskenderun’dan geldi.
“Ati üniversite okurken oturduğun bine yerle bir oldu” mesajı oldu.
Üç sene oturduğum
Her Yarıkkaya fırtınası çıktığında devasa camları kırılmasın diye arkadan destek yaptığımız, o koca bina binadan gelen fotoğraflar korkunçtu.
Eski komşularımın çocukları enkaz altında.
Paramparça olduk
Sonra 100 metre ilerideki Pac meydanın yerle bir olduğunu anlatan fotoğraflar geldi.
Öğrenci iken çalıştığım fotoğrafçının da olduğu koridordaki tüm binalar yerle bir olmuştu.
Bazı arkadaşlarımıza ulaştık.
Bazı arkadaşlarımıza ulaşamadık.

Millet can bizimkiler TOGG derdinde!
Bu ülkede bir TOGG üretiliyorsa elbette partili - partisiz  belediye başkanlarının alması gerekir.
Muhalefetin M’sini yapamamış CHP İl Başkanı Murat Pulat ile bazı meclis üyelerinin TOGG konusunda Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan’a yetki verilmesine karşı çıkışları çok trajikomik bir durumdu.
CHP’li İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 100 adet TOGG talep etmiş olmasını bile düşünemeyecek kadar zavallı bir siyaset.
Bir başka trajikomik ve utanç verici olay ise Türkiye yıkılıp yanarken, depremin ilk gününde TOGG için başkana yetki verilmesi meselesinin meclise getirilip, tartışılması ve onaylanması olmuş.
Ayıp vallahi ayıp.
Şahsen bugün her dakikasını deprem çalışmasına ayırması gereken başkan Alan ve tüm meclis üyelerinin bu TOGG işini iki hafta erteleyememiş olması çok büyük saygısızlık ve ayıp!

Hakan Hocanın uyarıları!
Zonguldak’ta çok ama çok değerli bir deprem bilimci var.
Prof. Dr. Hakan Kutoğlu.
Elazığ depremi sonrası Kahramanmaraş – Hatay – Adana’ya dikkat çekmişti. 
“Bardak doluydu taştı” diyerek Kahramanmaraş depremine üç sene önce nokta atışı yaptı.
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde dekanken yapılan çalışmalar ile ilklere imza atan Kutoğlu ve diğer ekip üyelerinin dediklerini pek dikkate alan olmadı.
Zonguldak böyle bir deprem bilimci evladına sahip olduğu için çok şanslı ama keşke Türkiye, kamu, yerel yönetimler kendisini daha iyi değerlendirse.