Son günlerde bazı haberler paylaşıyoruz.
Bu kadar dinamit yakalandı, şu kadar dinamite el konuldu.
İlk bakışta bu dinamitlerin kaçak maden ocaklarında kullanılmak üzere gayri resmi yollardan tedarik edilen ürünler olduğunu düşündük.
Sonra baktık ki alakası yok.
Bunlardan biri de sektörün en düzgün çalışan isimlerinden biri olan Alaattin Kurnaz.
Alaattin Bey’in kaçakçıya dinamit tedarik etti desek düşmanı bile inanmaz.
Kaldı ki yıllarca kaçakçı ile mücadele etmiş birisi.
Sorunun nedeni TTK’nın tadilat nedeniyle ambarları boşaltacağını, ilgili firmaların dinamitlerini almasını istemesiyle başlıyor.
Hem de firmaların kira sözleşmesi devam ettiği halde.
Firmalar da stokta olan dinamitleri almaya mecbur kalıyor.
Sonra; “Senin deponda neden bu kadar çok dinamit var?” baskını.
Mesela bir maden ocağı dinamitler e el konulduğu için 12 gündür üretim yapamıyor.
Bazı işçiler izne çıkarılmış.
Üretim dışı işlerle vakit geçiyor.
Bu durum ekmek üreten bir fırının 12 gün boyunca ekmek çıkarmaması demek.
Bizim devletimiz bunu istemez.
Prosedürlere göre herkes haklı herkes görevini tam yapıyor ama olan ekmek çıkaramayan fırıncıya , çalışanlara ve devlete oluyor.
İdarecilerimiz birini koruyormuş gibi bir algının içinde olmamak için topu birbirine atıyor.
Bir taraftan idari soruşturma devam ederken diğer yandan üretim aksatılmamalı.
Galiba bir yerde hata var!
Yetkili idarecilerimizin bu konuya bugün yeniden bir ele alması şart!
Koltuktan düşünce!
Şimdi bizler siyasetçilerimiz ile ilgili düşüncelerimizi, tespitlerimizi paylaşıyoruz.
Yani bizim yaptığımız durum analizi, durum tespiti.
Bozulan oluyor.
Çocuk gibi küsen oluyor.
Hep alkış bekleyen oluyor.
Üç kuruş mesaj-ilan parası verdiyse sizi satın aldığını falan sanan oluyor.
Şişirme haberler, bol övgü bulamayınca aklınca bizleri tehdit etmeye, cezalandırmaya kalkanlar, reklam verenleri bile arayıp engel olmaya çalışanlar oluyor.
Bizler bu konuları bu sütunlara bile taşımıyoruz.
Yüzleşebilenlerin de yüzüne söylüyoruz.
Biz Z HABER’in temel ilkeleri doğrultusunda yayıncılık olarak ne yapmamız gerekiyorsa bunları yapmaya çalıştık.
Okurun güvenini önemsedik.
Bu isimleri de kendi hallerine bıraktık.
Böyle isimleri çok gördük.
Zaman geldi çattı yine haklı çıktık.
Yine haklı çıktık!
Bundan sonra da haklı çıkacağız!
Mesele birilerinin kaybetmesi- kazanması değil.
Doğru ne?
Ona bakacağız.
Samimi olacağız.
Pek çok ismin seçimlerde nasıl kıvrandıklarını görüyoruz?
Ne gerek vardı bu kadar kırıp dökmeye, ötekileştirmeye?
Yeni seçilecek, seçilme ihtimali olan veya seçileceğini sanan bazı isimlerde de bu tip davranış çabalarını görüyoruz.
Valla hiç uğraşamayız!
Allah yolunuzu açık etsin!
Dönüp dolaşacak bizim dediğimiz yere geleceksiniz.
Keşke seçilmeden ve koltuktan düşmeden anlayabilseniz!