Zonguldak!
Herkes haklı!
Yok böyle bir şey!
Bu kadar kusurun olduğu yerde!
bu kadar suçun,
ızdırabın,
hukuksuzluğun,
kötü yönetimin,
yolsuzluğun olduğu yerde herkes haklı olamaz!
Öyle değil mi Yusuf Yılmaz ağabey!
Emral Çarşısı!
Çocukluğumun AVM’si.
İn aşağı.
Çık yukarı.
Yağmurlu günlerde tüm şehir oraya dolar volta atardı.
Kızlar erkekler bakışırdı.
Az para dökmedik Hekimoğlu Elektronik’e.
Kimi zaman iğne atsan yere düşmezdi.
Şimdi insanlar düşüyor.
İnsanlar atlıyor.
O merdivenler her zaman yaşlı ve çocuklar için tehlikeliydi.
En son bir arkadaşımız atladı.
Hayatını kaybetti.
O kadar esnaf toplanıp bir ağ çektirmeyi düşünmemiş.
Atlayan insan her yerde atlar.
Ama en azından Emral Çarşısı’nda yaşanmazdı.
Bakalım çarşı yönetimi zahmet buyuracak mı?
Yaktın kendini başkan!
Bu şehrin yeni, yenilikçi, vizyonel siyasetçilere, belediye başkanlarına ihtiyacı var.
Yıllardır çok başkan gördük.
Kimi balon oldu uçtu.
Kimin saman alevi gibi parladı göçtü.
Kimi isimler vardır.
‘Bir umut’tur.
Ancak yeterli dersi almamışlardır.
Kimi tuzağa düşer!
Kimi kucağa!
Suyun aktığı yerde taş misali!
Şehir bir değirmen gibi en çok da siyasetçisini öğütür.
Yine aynı hesap!
Yazık oldu sana da başkan!
Siyasetçi mazeret değil hizmet üretir!
Zonguldak’ta bazı şeylerin değişmeye başladığı bir süreç yaşanıyordu.
Şimdilerde özellikle şehir merkezi noktasında ne sorun konuşabiliyoruz ne çözüm.
Sorun konuşsak da çözümü konuşamıyoruz.
Seçen bizleriz.
Seçilen onlar.
Ama biz hep seçilenlere kızıyoruz.
Peki seçenlere ne diyeceğiz.
Seçme gerekçeleri neydi sahi!
Şimdi herkes, hepimiz şehir sevdalısıyız!
Vay be!
Ne sevda ne sevda!
Şehrini seven belediye seçimlerinde kırk kere düşünür bir kere oy verir!
Şehrini seven başkan adayının memleketine, partisine, başka bir şeyine değil şehre ne kazandırıp ne kaybettireceğine bakar!
O nedenle durum ortada!
Biz niye varız?
Zaman zaman bu soruyu sorup burada yanıt vermeye çalışırım.
Biz neden varız?
Bu kardeşiniz yıllardır burada neden dil döküyor?
Neden dert ediyor bunca meseleyi?
Ve neden tespitlerimizin çoğu doğru çıkıyor?
Çünkü samimiyiz.
Eleştiri, öneri ve tespitlerimizi yaparken kafamızın arkasında bir şey yok.
Okur ile ‘önce güven’ odaklı bir bağ kurmak istiyoruz.
Ve şehir, bu şehrin iyi insanları için mücadele ediyoruz.
Bu çabamızı anladınız, anlamadınız bilemiyoruz.
Ancak biz bu kararlı duruşumuzdan vazgeçmeden devam edeceğiz!