Hep deriz ki; “Hizmet kavgası” olsun.
Ama bu hizmet kavgası başka kavgalara dönüyor.
Ereğli TSO seçimlerinde yaşanan Aslan Keleş gerçeği bunu tekrar gösterdi.
Erdemir ile Ereğli TSO veya Aslan Keleş arasında yaşanan gerilime körükle gidenler hayal kırıklığı yaşadı.
Erdemir’i yok sayan yok.
Erdemir’in TSO yönetiminde olması onurdur.
Sorunların çözülmesinde köprüdür.
Ama birkaç ismin çıkıp kurumun adını yıpratabilecek işlere girmesi veya yöntemi elbet tartışılır.
Tepki çeker.
Ancak Keleş’in de bu süreçte şapkasını alıp düşünmesi gerekir.
Restleşmek en kolay yol.
Kavga ile bu işler olmaz.
Birileri istiyor ki Ereğli TSO veya Aslan Keleş ile Erdemir arasında gerilim sürsün.
Kavga devam etsin.
Tansiyon yükselsin.
Erdemir’in de bazı yöneticileri Keleş’e bilensin.
Zorluklar çıkarsın.
Her iki kurumun kurumsal duruşuna yakışanı tek masa etrafında buluşarak çözüm aramak olur.
Empati yapmak olur.
İnatlaşmak kimseye bir şey kazandırmaz.
Kaybeden Ereğli olur.
Zonguldak olur.
Seçim öncesi ne yaşamış olursa olsun Erdemir ve Ereğli TSO’nun yakışanı yapacağına inanıyoruz.

Zonguldak’ta insanlık suçu!
İnsanlık çıkarı olmayan olayları görmüyor.
Mesela!
Sözde hayvan hakları günü kutlaması yapılıyor.
Göstermelik sosyal medya paylaşımları sinir bozucu.
Hak- hukuk.
Neyi, kimin hakkı hukuku.
Dünyayı dar ettiğimiz canlıların,  sokak hayvanlarının mı hakkı!
Son günlerde Zonguldak, ilçe ve beldelerinde bulunan barınma merkezlerinden işkence görüntüleri geliyor elimize.
Köpeklerin hali perişan.
Toplum ölümler yaşanıyor.
Ölenler yerlerde sürünüyor.
Mesela Çatalağzı Belediyesi diğer belediyelere göre farklı bir adım attı.
Bir barınma merkezi oluşturdu.
Diğer belediyeler de sürekli buraya hayvan gönderme derdinde.
Ama ne garip ki böylesi bir durumda bile Tarım İl Müdürlüğü buraya resmi veya gayri resmi destek 
Biri mama vermiyor.
Diğeri ilaç vermiyor.
Milletvekilimiz bile Çatalağzı’nı arıyor ama iş destek vermeye gelince; “Adnan Akgün CHP’li oluyor”
Adnan Akgün kadar taş düşşün başımıza!
Mevzuat!
Tevzirat!
Zerzevat!
Şu koca şehir, şehrin dışında, büyük bir arazide tüm belediyelerin ortak girişimi ile modern bir merkez yapıp, beş – altı veteriner ve yardımcı elemanlar alarak kısırlaştırma ve diğer bakımları yapamadı!
Yazıklar olsun bize!
Gerçekten yazıklar olsun!
Buradan Sayın Vali Mustafa Tutulmaz’a seslenelim.
Nasıl olsa başkaları yapamaz!
Veya onların bahanesi çok.
Sayın Vali gelin bu şehrin bu ayıbını üç günde sona erdirelim.

Müdürüm!
Müdüre müdür fıkrasını hatırlatmak farz oldu.
Sevgili müdür.
Net ol.
Aklına takılan bir konu varsa arayabilirsin.
Veya açılan telefonlara bakarsın.
Mesela ben gıybeti sevmem.
Sevgide, saygıda kusur etmem.
Kendimize de haksızlık yaptırmam.
Sizin gibi dedikodu da sevmem.
Ama hakkınızda gelen iddiaları da sormak isterim.
Mesela sizi görünce kaldırım falan da değiştirmem.
Başkaları ile neyi nasıl çevirirsen çevir.
Bizi hiç ilgilendirmez.
Merak da etmeyiz.
Elbet karşılaşacağız!
Ama bize gelince oranız buranız oynamasın lütfen!

Aslan Keleş nereye koşuyor!
Aslan Keleş’i yıllar öncesinden tanıyorum.
Ereğli’nin heyecanlı, siyaset yapmak isteyen, görevler almak isteyen bu genç ismi meclis üyeliği, Murat Sesli’ye kurulan kumpas sonrası Belediye Başkanlığı ve TSO Başkanlığı gibi görevler süresince düştü- kalktı önemli sınavlar verdi, tecrübe kazandı.
Ancak hiçbir zaman bu kadar hedef olmadı ve hiçbir zaman bu kadar zorlanıp bu kadar kolay kazanmadı.
Aslında siyaset ve sivil toplum yaşamında ekibinin görünen ve görünmeyen isimleri ile birlikte Ereğli’de ileriki yıllarda esecek Aslan Keleş fırtınasının kapısını iyice araladı.
Keleş’i bundan böyle siyaset veya yerel seçimler sürecinde çok daha baskın ve güçlü göreceğiz.
Ama çok dinleyip iyi anlayıp az konuşursa.
Hayırlı olsun. 

Atanmış… Seçilmiş!
Son birkaç gündür yazmadım.
Yazamadım.
Oğlumla ve ailemle vakit geçirdim.
Biraz da tembellik yaptım.
Dağlara - tepelere - derelere gidip kamp yapabilmek en güzeli.
Bazen de yazmak istemiyorum.
Çünkü ne yapsanız, ne önerseniz, neyi dert etseniz pek anlamı yok.
Şehrin sorunlarıymış.
Öğrencinin sorunlarıymış.
Halkın sorunlarımıymış.
Trafik sorunlarıymış.
Yerel yönetimler sorunlarıymış.
Atanmış, seçilmiş, söz ve yetki sahibi olanlar için çok önemi yok.
Ama yine de bizlere güvenen dostlarımızın, okurlarımızın duygularına tercüman olabilme adına yazacağız.
Bir Zonguldak’a bakıyorum, bir de koca koca idarecilerin, siyasetçilerin, başkanların uğraştıkları işlere!
Yazık bu şehrin insanlarına!