Olacak iş mi şimdi?
Türkiye’de memurların sendikal hakkı üzerinde yapılan yeni düzenleme nedeniyle 2 milyon memur mağdur olacak. 
Düzenlemeye göre yüzde 2 üye barajı üzerindeki sendika üyelerine ödenen aylık 538 TL toplu sözleşme ikramiyesi iptal edildi. 
Sendika üyesi kamu çalışanlarına 707 ek gösterge rakamına göre ödenen aylık 538 lira  toplu sözleşme ikramiyesi sadece ilgili hizmet kolunda çalışan toplam personel sayısının yüzde 2'sini geçen sendikaların üyelerine ödeniyordu. 
İlgili düzenlemeden mağdur olan memurlar bu işe ne diyecek?

Erdem’in projelerinde ne var?
Proje önemlidir.
İddialı olmak önemlidir?
En önemlisi de en azından bu projelerin yarısının yapılabileceğine inandırmak daha da önemlidir.
Adaylar projelerini açıklamakta geç bile kaldı.
Çünkü süreç geç aşladı.
Biz projelerini açıklayan adayların o projelerini gazetede geniş geniş yayınlıyoruz.
Son olarak Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ın projelerini taşıdık manşete.
Sırada CHP Zonguldak Belediye Başkan Adayı Tahsin Erdem’in açıklamaları var.
Dedeman’da yapılacak sunumda hangi projelerin olduğunu göreceğiz.
Kim yaparsa yapsın uygulanabilir projeler her zaman vatandaşta karşılık bulur.
Seçmenin büyük bölümünün proje ile çok da ilgilendiği yok.
Benim partimden olsun – senin partinden olsun kutuplaşması ne yazık ki doğru projeleri de yanlış projeleri de gölgede bırakıyor.


Deniz Yavuzyılmaz gerçeği!
CHP’de çok parçalı yapı içinde çimento görevi gören en önemli ismin Deniz Yavuzyılmaz olduğunu gördük son birkaç gündür.
Zonguldak Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı olarak sahaya çıktığında başka bir hava esiyor.
Kimisi kendisine görünmek için sahaya çıkıyor, kimisi çalışmak için.

Halil Furat!
Halil Furat’ı göremiyoruz bugünlerde.
O da aday Tahsin Erdem için; “Ben olmasam aday olamıyordu. Vakfı – kibirli” gibi ifadeler kullanıyormuş.
Bunlar Halil Furat’a yakışmaz.
Kötü söz sahibini bulur!

Çolakoğlu- Kantarcı!
Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı CHP’den seçildi.
Yine seçilecek.
Biz CHP’li Kantarcı ile Ak Partili Milletvekili Ahmet Çolakoğlu’nun hizmet için neden sık sık bir araya gelmediklerini yazar, eleştirilerde bulunuruz.
Oysaki her iki isim Karabük örneğinde olduğu gibi söz konusu Çaycuma olduğunda kenetlenirler.
Günde aç- tok karına üç defa görüştükleri olur.
Söz konusu hizmet olduğunda açar Kantarcı telefonu Çolakoğlu’nu arar.
Çolakoğlu da aynı şekilde.
Mesela Kantarcı Çolakoğlu için kötü söz  söylemez, Çolakoğlu da Kantarcı için kötü söz söylemez.
Buradan bir ders çıkarmak lazım.

Tıskaoğlu’ndan haber var mı?
Kendisini süper akıllı, kendinden başkalarını süper salak sanan değerli ve sevilen iş insanımız Nejdet Tıskaoğlu’nu yazıyoruz ara sıra.
Yüzlerce insana ekmek veriyor olması bu şehrin onu başının üzerinde taşıması için yeterli.
Bu kadar dua almak herkese nasip olmaz.
Ama!
Böylesi güzel işler yapan bir değer nasıl olur da her taşın altından çıkmayı başarır, onu da anlamak mümkün değil!
Biz en baştan beri uyardık.
Döndü dolaştı zaman bizi haklı çıkardı.
Önce sağlık diliyoruz kendisine.
Fabrika ayarlarına dönmeye çalışıyor galiba ama kronikleşmiş ‘benim dediğim olacak’ sendromundan kurtulamıyor!
Sahi Adnan Tıska ne diyor bu işlere?
Uzun zamandır birlikte fotoğraflarını göremedik!