Zonguldak’ta pek çok konuda algı mühendisliği toplumsal gerçekliğin önüne geçiyor.
Politika ve politik savaşlar birer algı mühendisliği ile işlenirken olan yine bizim insanımıza oluyor.
Şu yapıyor!
Bu yapıyor!
Fark etmiyor.
Yapanın yanına kar kalıyor.
Şimdi CHP’nin İmamoğlu için yaptığı destek yürüyüşü ne kadar demokratik bir hak ise adli mercilerin de güzergah dışı veya izin verilen yerler dışında yapılan gösteri veya benzeri eylemler için yasal zorunlulukları yapması kaçınılmaz.
CHP’den pek çok isim hatta en başta bazı meclis üyeleri ve parti yöneticileri ifadeye çağrıldı.
Yanlarında kimse yoktu.
Öğrenciler çağrıldı.
Onlar da ifadeye giderken kimse yoktu.
Sıra Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’e geldi.
Ortalık yandı tutuştu.
Milletvekili olabilme özlemi ile yanıp tutuşan Tahsin başkan fırsat bu fırsat diyerek şovunu yapmaya başladı.
Zonguldak’ın geçmişten bugüne verdiği mücadelelere sahip çıkmamış, sorunları duymamış, görmemiş, hiçbir risk almamış olarak belediye başkanı olmayı başaran Tahsin başkanımız müthiş bir algı çabası ve köpürtülmüş bir ruh haliyle yeni hedefine doğru emin adımlarla gidiyor.
Tahsin başkan elbette bunları yapacak.
Ama bir belediye başkanının şovu hizmet ile olur.
Vatandaşlar belediyeyi arıyor ulaşamıyor.
Beyaz masaya gidenler arasında; “Dön dolaş yine gel. Çaylar da bizden” yanıtını çok alıyor.
Fen İşleri Müdürlüğü’nü arıyor ekip gelmiyor.
Kanalizasyonu arıyor; “malzeme yok” deniliyor.
Park bahçeleri arıyorlar; “Gelecek” deniliyor.
Vatandaş makama gidip başkanı soruyor; “Bu saatte gelmez” yanıtı alıyorlar.
Çöken yollar için arıyorlar; “Üç ay önce iletmiştik hala gelmediler mi?” diye soruyorlar.
Belediye personelinin üçte biri işe gitmiyor.
Çünkü gidecek işleri yok!
Onları işe gönderecek olanların da bir kısmı ortada yok.
Belediye başkanları elbette siyasetin içinde olacak ancak bir belediye başkanı asıl şovunu belediyecilik ile yapmalı!
Kim olursa olsun.
Hangi partiden olursa olsun!
Göze, kulağa hoş gelen algı çalışmalarının ötesinde halkın da gözüne, kulağına hoş gelen şeyler olsaydı keşke!


Harun Demir ve şeref tribünü!
3.Lig 4.Grup temsilcimiz Zonguldakspor, Ligin 28.hafta maçında saha ve seyircisi önünde İzmir Çoruhlu FK’yı 2-0 yenmeyi başararak iddiasını sürdürdü.
Tribünleri dolduranlar arasında AK Parti Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı, AK Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan, CHP İl Başkanı Devrim Dural, CHP ve AK Parti yönetiminden isimler yer aldı.
Şartlar uygun oldukça bizler bu tribünlerde beş sayın milletvekilimizi aynı karede görmek istiyoruz.
Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu zaten fırsat buldukça maçlara geliyor.
Hem yönetime güveniyor hem takıma.
Harun Demir’in ortaya koyduğu yönetim anlayışı, yönetim şeması, şeffaflık ve üyelik açılımı şehrin takımının şehir ile daha barışık olmasını sağlıyor.
Henüz sürecin başındayız.
Bu ilke ve duruş devam ettiği sürece çok şeyin iyi yönde değişeceğine inanıyorum.
Niyetler karşılık buluyor.
Ak Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan da bir futbolu ve futbol sevdalısı söz ve yetki sahibi bir siyasetçi olarak desteklerini esirgemiyor.
Bu değişim süreci ile birlikte gelecekte ortaya konulacak başarılarda söz sahibi olmak isteyen herkesin takım için yapabileceği şeyler var.
Yani hep karamsar işlerden bahsediyoruz.
Ama güzel şeyler de oluyor.

Yanlış giden işler!
Biz 15 senedir Zonguldak Ankara yolu çıkışında sürekli heyelan olan yol için ‘aç kapa tünel neden yapılmıyor’ diye yazdıkça duymazdan gelenler bugün oraya yapılan aç - kapa tünel için koşa koşa gidiyor.
Benzer bir olayı yine yazıyoruz.
Yayla’da bu kadar okul ve hastane trafiği curcunasına çözüm bulunamazken aynı yere yeni bir okul yapmanın şehircilik ve nüfus yönetimi için ihanet olduğunu yazıyoruz.
Hastane inşaatı için de çok uyarmıştık.
Şehrin her tarafında ayrı bir plansızlık katliamı yaşanıyor.
Kimsenin pek umurunda değil.
Olmayacak!
Başlamış inşaat durmaz!
Sorun şu!
Biz gördüklerimizi kimseyi karalama çabası, para pazarlığı, itibar suikastı yazmıyoruz.
Şehir adına, bu şehrin daha yaşanabilir olabilmesi adına samimiyetle yazıyoruz.
Her konuda böyle kalmaya çalışıyoruz.
Bir faydası var mı!
Yok!