Kozlu’da devam eden çarpık yapılaşma hız keser gibi olmuştu ancak devam ediyor.
Bektaş döneminde yapılan yeni imar düzenlemesiyle yüksek katlı binaların yapımı durduruldu ancak önceden alınan ruhsatlar ve yani inşaat alanlarında çalışmalar tam gaz.
*
Zonguldak’ta ve diğer ilçelerde de benzer talanlar var.
İnsan olarak kendimizi düşünmekten öte geçemiyoruz.
İyi yerlerde, iyi binalarda veya çarpık yerleşkelerde oturup yapılmak istenen başka projelere karşı çıkan bir toplumuz.
*
Mesela yerimiz var.
Önceliğimiz doğal olarak para, çok katlı imar, yola uzantı işgal.
Mesela manzaralı bir yüksek binada oturuyoruz karşımıza, yanımıza ev yapılmasın istiyoruz.
Müteahhit arkadaşlarımız her boşluğu doldurma derdinde.
*
Belediye meclislerine giren pilavcı arkadaşlar her işin bir yolunu buluyor.
Toplum olarak işimize nasıl geliyorsa öyle davranıyoruz.
*
Son olarak Devlet Malzeme Ofisi’nin arkasındaki son yeşil alanın imara açılmasını gündeme getirdik.
Hikayesi uzun.
Tam mahallenin ortasında botanik bahçesi gibi değerlendirilebilecek, çocukların ve halkın sosyalleşme alanı olabilecek bir yer.
*
İş makineleri girdi.
Canlı yayın sırasındayken operatör kardeşimize sorduk.
Dedi ki; “Burasının ortağı Belediye meclis üyesi Erşan Baloğlu” dedi.
Baloğlu dedi ki;
“Ben üst taraftaki binanın projesini çizdim. Burasıyla alakam yok”
Operatör ile konuşup dönecekti.
Muhtemelen yolu şaşırdı!
*
O gün de söyledim.
Asla tek taraflı haberler yapmıyoruz, yapmayacağız.
Doğru, hakkaniyet neyse o.
Amacımız yanlışları göstermek doğru bilgilendirme sağlamak.
*
Mahalle sakinlerine göre dolaylı oyunlar var işin içinde.
Kerim Yılmaz döneminde tezgah açılmış.
Zemin hazırlanmış.
İş bitmiş.
Önceki başkan Kerim Yılmaz aradı.
Bizim gibi düşünüyor.
“Özelleştirme İdaresi’nden istedim ama o arada ihaleyle verildiğini öğrendim”
*
Başkan Ali Bektaş aradı.
Dedi ki;
“Vatandaş haklı. Ben de orasının yeşil alan olarak kalmasını isterdim. Ama Özelleştirme İdaresi’nin kararının üzerine karar almamız mümkün değil”
*
Sonra ekledi.
Dedi ki; “Ben salak mıyım? Böyle bir durum nedeniyle yaşanacak tartışmaları tepkileri göre göre böyle bir hata yapacak?”
*
Ne güzel her iki başkanımız da halk gibi düşünüyor ama tam tersi oluyor.
Hatta bir de aynı yerde saha önce basket sahası olan yer var.
Yeşil’den çıkarılmış griye dönüştürülüyor.
Kazı başlamış.
Diğer konutların yolu da değişmiş.
Projesini de Ersan bey kardeşimiz çizmiş!
*
Bazı hukukçu ve sakinlere göre istenirse belediye burasını yeşil alan ilan edebilir.
Burası uzun zamandır hem müteahhitlerin hem de projeci arkadaşların gözünde “karpuzun göbeği” diye adlandırılıyordu.
Yani en lezzetli, kazancı en yüksek, imarı en yüksek yer.
*
Ahmet Öztürk’e göre itiraz süresi tamamlanmadan iş makinelerinin girmesi yasal değil.
Başkan Bektaş sterse bunu durdurabilirdi.
*
Benzer bir durum Kavaklık’ta var.
Üç yol ağzındaki cücük kadar alana Diyarbakır karpuzu kadar gökdelen dikecekler.
Tapulu alan bir odalık.
Konut ve ticaret alanı üç oda bir salon!
*
Diyeceğim o ki siyasetin kutuplaştırdığı toplumlar birbirlerini yok sayarken, hor görürken, çatıştırılırken mahalleli sokağına, vatandaş yeşil alanına sahip çıkamamış.
Plansız yapılaşma çarpık ve çürümüş bir kimlik yaratmış.
Üç metre yeri olan bizler oraya 14 kat almanın derdiyle yanmış tutuşmuş.
Başkanların biri gelmiş diğeri gitmiş değişen bir şey olmamış!
*
Uzun oldu ama ancak böyle anlatabilirdim.
Bugün Kozlu’da veya Zonguldak’ta bir aday çıksın desin ki; “İmarı 20 kata çıkarıyorum. Herkes evinin yerine apartman yapabilecek”
Müteahhit ve pilavcı lobisi her türlü kaynak yaratır, adayın aleyhinde atıp tutanların çok büyük bölümü ona oy verir!
Durum budur!
O yüzden diyorum ki imar 20 kata çıkarılmalı.
20 kattan az yapacaklara imar verilmemeli!
*
Kusura bakmayın.
Bu Ahmet – Mehmet meselesinden de öte.
Halk olarak koyunlaştığımız, siyasi farklılıklar, hemşehricilik veya diğer nedenlerden dolayı kenetlenmediğimiz her yerde bunlar başımıza gelecek.