Lavuar Alanı’nın ikinci etabı geçtiğimiz günlerde Emlak Konut tarafından açık ihale usulüyle satışa sunulmuş.
Söz konusu Lavuar Alanı projesi ve çevresi olunca konu tartışmaya açık hala geldi.
Burası ihaleye çıkınca alması gereken kurum normalde Zonguldak Belediyesi.
Emlak Konut burasını doğrudan veremiyor.
Geçmişte olsa başkan Selim Alan başka formüller üretmenin yoluna giderdi.
Zonguldak Belediyesi ve Belediye Başkanı Tahsin Erdem baştan beri sürecin çok dışında.
Hem Lavuar Alanı Projesi hem diğer konularda; “Mustafa başkan bir kahve içelim. Şu işi bir konuşalım. Biz ne yapabiliriz” dediği yok.
Ak Parti İl Başkanı Mustafa Çağlayan’ın konuyu öğrenir öğrenmez Emlak Konut’u arayarak bu işin iptalini istemesi bundan sonraki süreçler için de bağlayıcı olur.
Lavuar Projesi devam ederken bütüncüllüğün bozulmaması gerekiyor.
Bu alan baştan sona ele alındığında bugün 69 Ambarları’nda olduğu gibi yine salak- sulak manzaralar çıkmaması gerekiyor.
Şehrin marka değeri ve ticari atmosferin canlanması için şehir estetiği ve işlevsellik çok önemli.
Her şeyden önce; “Doğru ne?” ona bakıp öyle aksiyon almak lazım.
Politik bir kutuplaşma şehrin yıllarını çaldı.
Çağlayan konuyu ve olayın bu aşamaya nasıl geldiğini öğrenmek üzere Ankara’ya gidecek.
Mutlaka dönüşte açıklamalar yapacaktır.
Sonuçta şehrin kazanları ve gelecek planları açısından en doğrusunu aramak zorundayız.
Zirve’den notlar!
Zonguldak Ekonomi Zirvesi önemliydi.
Bardağın çok boş tarafları da var.
Ama biz bardağın dolu tarafından bakalım.
Emeği geçenleri kutluyoruz.
Katılımcıları kutluyoruz.
Zonguldak’ta bu buluşmaların ne kadar önemli olduğunu gördük.
Fakat!
Bu buluşmalar periyodik bir planlamaya ve periyodik bir piara dönüşmediği sürece eksik.
Geçmişten beri yazıyoruz.
Şehir bunları konuşmalı.
Ekonomi Zirvesi altında pek çok başlık var.
Ne yazık ki yaşanan değişim ve gelişmelere rağmen değişmeyen galiba kafa yapılarımız.
Ekonomi, üretim, istihdam, planlama, pazarlama, yaşanabilir şehirleşme, üniversite, yerel kalkınma modelleri adına konuşabilecek çok değerli girişimcilerimiz, fikir insanlarımız var.
Bu ekonomi zirvesine gelen bazı katılımcı ve hatta konuşmacıların ne yazık ki bazılarının Zonguldak’ta üretilen ürünlerden bihaber olduğunu bilmenin de ötesinde Zonguldak firmalarının ürettikleri ürünleri yok saydıklarını biliyoruz.
Zonguldak Ekonomi Zirvesi’nin öncelikli amacı farkındalık yaratmak ise o zaman bu paydaşlar yaptıkları işlerde ve ürün tedariklerinde önceliklerini Zonguldak firmalarına vermeli.
Verebilmeli.
Zirvenin ruhuna bu yakışır.
Zonguldak’ta başta iş dünyası ve esnaf camiası olmak üzere tüm kurum ve işletmeler ihtiyaçlarını Zonguldak’tan ve Zonguldaklı üreticilerden karşılamayı şehircilik ilkesi haline getirebilirse Zonguldak işte o zaman zirveye doğru ilerler!
Valla bu zirvede bir cümle söz söyleme hakkı verselerdi tek cümle ile;
“Birbirinizin malını kötülemekten vazgeçin. Daha fazla sahip çıkın” derdim.
Emeği geçen, düzenleyen herkese teşekkür ediyoruz.
Devamını bekliyoruz.
Niyeti iyi olanların da Allah yolunu açık etsin!
Tahsin Başkan’a!
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’in belediyenin asli işlerinden çok başka işlere zaman ayırması şehrin kaybı.
İlk seçimde milletvekili olmak isteyen Erdem’in sosyal medya pazarlaması ile CHP tabanının masum desteklerinin üzerinde tepindiğini görüyoruz.
Tahsin başkanın daha önce de yazdığımız politik konularda büyük lider edasıyla meydanlara çıkması pek çok partilinin hoşuna gidiyor olabilir.
Ama üç gün sonra yol, su ve diğer belediyecilik hizmetlerinin durma noktasına geldiğini görünce şikayetler yükselecek.
Belediyede çalışmadan maaş alan yüzlerce personel varken hala yeni işçiler almak nasıl bir görevdir?
Tahsin başkan istediği siyaseti yapabilir bunda sorun yok ama asıl siyaset hizmet ile olur.
Selim Alan zamanında bunları çok yazdık, çok söyledik.
Şimdi yine hatırlatmaya devam ediyoruz.
Biz samimiyet ile not düşelim de en iyisini sayın başkan bilir.
Normalleşme!
Türkiye’de siyaset normallerin ötesinde.
Siyasetçiler de öyle.
Dönüyoruz Zonguldak’a.
Zonguldak ve ilçeleri de öyle.
Makamlarda, sokaklarda, meydanlarda normalleşmeye ihtiyaç var.
Bu gerilim, bu ötekileştirme yarışı normal değil.
Siyaset - ticaret - koltuk adına yapılan tüm yarışlar normalleşmenin ötesine geçiyor.
“Taraf olmayan bertaraf olur” dayatmasının daha fazla kabul gördüğü veya kabul görülmek zorunda kalındığı bir şehirde ne hizmeti konuşabilirsiniz ne de iyi niyeti.
Türkiye’de liderlerin izlediği akımın bazı gerekçeleri olabilir.
Ama bunu yerele indirgemek insanları birbirinden kopartır.
Biraz empati.
Biraz daha iyi niyet.
Biraz samimiyet.
Körü körüne inandığınız veya savunduğunuz insanlar, siyasetçiler sizlerin ve bu şehrin sonu olabilir.