Kömür, amele ve tren…
Karaelmas diyarı Zonguldak’la özdeşleşen üç sihirli sözcük.
Birbirinin tamamlayıcısı üç sözcük bir şehre ancak bu kadar güzel yakışır.
Burada trenler şehrin tam kalbinden geçer. Tren sesinin en güzel nağmesi burada dinlenir.
Kömür hem geçim, hem de temel besin kaynağıdır. Onun havasının teneffüs etmek ayrıcalıktır.
Yerin derinliklerinden kömürü çıkaran amalenin şehre özgün tarifinin yapıldığı, Amele Birliğinin ve Amele Birliği Hastanesinin olduğu müstesna bir şehir burası.
Velhasıl kömürle doğan, amelenin alın teriyle yoğrulan, tren sesiyle hayat bulan bir şehirdir Zonguldak.
Raylarla ilk kez madenciler tanıştı
Avrupa’daki maden ocaklarında olduğu gibi Zonguldak’ta da demiryoluyla ilk kez tanışan madenciler oldu.
Ocaklarda çıkarılan kömür insan gücüyle küfelerle taşınırdı. Küfelerin yerini zamanla dekovil (dar demiryolu) hattı üzerinde hayvan, motor ve lokomotif gücüyle çektikleri vagonlar aldı.
Halen bugün de Zonguldak’ın kalbinden geçen trenler bu görevi devraldı.
Köylerinden kopmayan ameleler
Uzun Mehmet’in Kdz. Ereğli Neyren Deresi’nde 1829 yılında toprağın en değerli hazinesi taş kömürünü bulmasıyla bu havzanın asıl hikâyesi.
İlk numunesi dere yatağından alınan kömürün ana damarı yerin yüzlerce metre altındaydı.
Yerin altındaki kömürü kazıp yeryüzüne çıkaracak binlerce ameleye ihtiyaç vardı.
“Amele çavuşu, başçavuş sürveyanlar dâhil maden ocağı ve dışında ve bütün kömür nakil yıkama işletme fabrika liman iskele harman hülasa bütün kömür hareketlerinde çalışan kimseler”i “amele” olarak tarif eden Tarihçi ve Yazar Ahmet Naim, kömür havzasında say(emek) unsurunu temin eden belli başlı iki mıntıka olduğunun da işaret eder.
Naim, bunu “Bunlardan birincisi: Zonguldak ve havalisi, Devrek, Çaycuma, Yenice ve bunlara tabi köylerdir. İkincisi; Trabzon havalisi, Vakfıkebir, Tonya Şarlı ve mülhakatı.” şeklinde açıklamaktadır.
Amele temini için yöre insanının yanı sıra asker ve mahkûmlardan da istifade edildi. O da kâfi gelmedi.
Ekseriyeti Trabzon’dan olmak üzere doğu şehirlerinden madenci olmak için Zonguldak’a geldiler.
Yöre insanı hem kömür ocaklarında çalışmak, hem de köylerinde ormancılık ve zirai faaliyetlerde bulunmak isteyince düzenli işgücü temininde sıkıntılar yaşandı.
Eski Kdz Ereğli Kaymakamı ve Zonguldak Mebusu Tunalı Hilmi, TBMM’deki konuşmasında Ereğli kömür havzasının en büyük derdinin amele meselesi olduğuna dile getirdi. Amalelerin sabah –akşam trenlerle ocaklara gidip gelebilmeleri için Ereğli – Zonguldak- Amasra arasında demiryolu hattı yapılması önerisinde bulundu ise de önerisi akim kaldı.
Amele teminiyle ilgili Sosyolog Ord. Prof. Dr. Gerhard Kessler’in görüşlerine de yer vermekte fayda var.
Profesör Kesler, Karabük’te binlerce çalışana yönelik Siedlung (iskân bölgeleri) projesiyle amele temini meselesinin Zonguldak’a göre daha iyi halledildiğini belirtmektedir.
Zonguldak-Cebeciler arasında Amele Trenleri
Amalelerin hem ocaklarda çalışması hem de köylerinden kopmamaları için 12-15, 30 ve 45 gün gibi farklı süreler içeren gruplu çalışma yöntemi uygulandı.
Uygulamaya göre, belirli süre ocakta çalışan ameleler, aynı süre kadar da köylerine giderek orman, ziraat ve diğer işleriyle uğraşmaktaydılar.
Yolun izin olmadığı dönemlerde Zonguldak ve çevresindeki ocaklarda çalışan amelelerin Bartın, Çaycuma, Devrek, Gökçebey ve Yenice’deki köylerine ulaşımları çok meşakkatliydi.
1937 yılında açılan Zonguldak-Ankara demiryolu madencilerin de imdadına yetişti.
Devlet Demiryolları tarafından gruplu çalışan amaleleri taşımak üzere Zonguldak-Cebeciler(Yenice) istasyonları arasında Amele Trenleri sefere konuldu.
Resmi Gazete-28 Nisan 1939
Amele Trenleriyle birlikte Cebeciler İstasyonu, normal işlevinin yanı sıra Zonguldak havzasının amele sevk yeri oldu.
Amele Trenleri her biri küçük pencereli tahta kapalı vagonlardan teşkil ediliyordu. Bu iptidai vagonlar içinde yolculuk yapmak da pek kolay değildi.
Aktarımlarına göre; madenciler iptidai tahta vagonların içinde saatler süren yolculuklarında vagon içine ateş yakar, hem ısınır hem de yemek yaparlarmış.
Amele Trenleriyle yolculuk yapmanın en fazla sıkıntısını Yeniceli madenciler çekti. Çünkü onlar son istasyon yolcularıydı.
Amele Trenleri sadece Zonguldak-Cebeciler hattından ibaret değildi.
Zonguldak merkezde, Kozlu’da, Gelik-Çatalağzı ve Ereğli-Armutçuk arasında da hem kömür hem de amele taşıyan trenler çalıştırıldı.
Değişen ve ilerleyen zamanla birlikte Amale Trenlerinin yerini, madenci vardiyalarına göre işleyen ve adına ‘banliyö’ denilen Zonguldak-Çaycuma-Gökçebey Bölgesel Trenleri aldı.
Amele sayısının azalmasıyla birlikte ne gruplu işçi kaldı, ne de amale trenleri.
Sadece hatıralar baki kaldı.
Kaynakça:
1-Ahmet Naim, Son Posta gazetesi, 16 Teşrinievvel 1932
2-Tunalı Hilmi, T.B.M.M Konuşması, T.B.M.M Zabıt Ceridesi 17.İçtima 20. Kanunievvel 1926.
3- Gerhard Kessler K. V. , Ekmel Zadil T. E. “Zonguldak ve Karabük'teki Çalışma Şartları”. Journal of Social Policy Conferences. 2012.
4-Arş. Gör. Büşra Yüksel Bülent, Ecevit Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü. “Çalışma İli̇şki̇leri̇ne Yöneli̇k İlk Düzenleme:Di̇laver Paşa Ni̇zamnamesi̇ ve Çalışma Hayatına Etkileri”