Mevlana’ya sormuşlar;
“O kadar yazar, o kadar okursun, neyi bilirsin?”
“Haddimi bilirim” demiş.
Mesleğin duayenleri varken Atatürk’ün ‘milletin müşterek sesi’ olarak belirttiği basının önemini anlatırsam haddimi aşmış olurum.  
Hasbelkader Z Haber’in bize tahsis ettiği bu köşede kültür ve tarih temalı yazılar kaleme alıyorum. 
Özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında Zonguldak, Karabük ve Bartın illeri ilçeleri ve beldelerinde yaşanan sıra dışı ve tarihi hadiselere ışık tutmak daha çok ilgimi çekiyor.  
Kültür ve tarih ağırlıklı yazılarımıza gösterilen ilgi için kıymetli okurlarımıza çok teşekkür ediyorum. 
Peki,
Yörenin tarihine ışık tutan yazılarımız için bize bu fırsatı sunan basın kuruluşlarının tarihi hakkında ne biliyoruz acaba?
Diye sorarken karşınıza mümtaz bir şahsiyet çıkıyor
İ. Atilla Sakka Ağabey…
Yöremizin duayen gazetecilerinden biri.
Toplumu aydınlatma ve sesi olma adına bilgeliği ve cesaretiyle, kaleminin bitmeyen mürekkebiyle nerdeyse 60 yıl olmuş yazmaya başlayalı.
Nerelerde yazmamış ki?
Önce 1964 yılında Sancak ve Haber gazeteleriyle Cumhuriyet’in ilk vilayeti Zonguldak’ta ilk mürekkebini kâğıda dökmüş.
Sonrasında ise Karabük, Bartın, Çaycuma, Devrek, Ereğli gazetelerinde devam ederek, fikirleriyle hem arşınlamış,  hem de aydınlatmış karaelmas diyarını baştanbaşa.
Üstadımız bunlarla da yetinmemiş olacak ki bir ilke imza atmış; Zonguldak, Bartın ve Karabük’ün basın tarihini kaleme almış. 
Çalışmasını kıymetli kılan da, bu üç ili bir bütün olarak ele almasıdır.
Gecesini gündüzüne katarak adeta iğneyle kuyu kazarcasına yaptığı çalışmalarla “Zonguldak, Bartın, Karabük Basın Tarihi” adıyla 1983 ve 1990 yıllarında yayınlanan iki muhteşem kitap yazmış.
Yaşamına uzun süreden beri İzmir’de devam eden Atilla Ağabey, burada da boş durmuyor üretmeye devam ediyor. 
Önceki iki çalışmasını “Karabük Basın Tarihi” adlı eseriyle taçlandırmanın sevinç ve mutluluğunu yaşıyor.  

Kitapta neler var neler!
Öyle zannediyorum ki, İngiliz edebiyatçısı George Orwell’in "İnsan, ardında tek bir iz bile, bir kağıt parçasına karalanmış tek bir adsız sözcük bile bırakamadıktan sonra, geleceğe nasıl seslenebilirdi?” vecizesi bu eserin ortaya çıkmasında ona ilham kaynağı olmuş.
Sunuş yazısını bu vecizeyle motiflendirdiği kitabın giriş bölümünde dünyada ve ülkemizde matbaacılığın gelişimi ile Anadolu basınının önemi yer alıyor.
Bugüne kadar yöremizde yayınlanan gazete ve dergiler; matbaalar, radyo ve televizyonlar, haber ajansları ile gazetecilik alanında faaliyet yürüten dernek ve cemiyetler hakkında ne ararsanız var.
Zonguldak’ta ilk gazete “Hâkimiyet” adıyla 1920’de, Karabük’te “Karabük Hürbilek” adıyla 1947’de,  Bartın’da da “Bartın” adıyla 1924’de yayınlanmış. 
Ekranların “evet- hayır” yarışmasıyla ünlü sunucusu Erkan Yolaç’ın da bir süre Karabük'te gazetecilik faaliyeti içinde yer alması dikkat çeken bilgiler arasında.
Ayrıca gazetelerin muhtelif nüshalarının ve Atilla Ağabeyin mesleki yaşamına dair pasajlar da paylaşılarak okurların bilgi ve beğenisine sunulmuş. 
Mesafeler uzak olsa da eserlerini şahsıma ulaştırarak mesleki membasından akan serin sulardan bize de yudumlama fırsatı sunan Atilla Sakka Ağabeye çok teşekkür ediyorum.
Onun için ne yazarsam yazayım ne sayfalar yeter, ne de kelimeler kifayet eder. 
O bir derya ise bizim burada karalayabildiklerimiz sadece bir damladır. 
Sağlık ve afiyet içinde sen çok yaşa Atilla Ağabey.