Âdem ile Havva’dan beri insanlık tarihi ve bizim kültürümüzde kadının müstesna bir yeri vardır.

Toplumun ve ailenin direğidir.

Dahası bolluk ve berekettir;  doğurganlık, üretkenliktir.

O nedenle; yöremizdeki Karabük ve Kdz. Ereğli’deki demir çelik fabrikalarının yüksek fırınlarına kadın isimleri verilmiştir.

Yüksek fırınlar, kadınların uğurlu elleriyle ateşlenmiştir.

Bir yerde bir başarı hikâyesi varsa, orada kadın vardır.

Kahramanlık hikâyesinin göz kamaştırıcı motiflerini işleyen kadın eli vardır.

Tıpkı Çaycuma’daki manda yoğurdu mucizesinin kahramanı Aynur Çakar, markalaşan adıyla Aynur Abla hikâyesinde olduğu gibi…

Güneşin yeniden doğuşu

Malum, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Zonguldak ve çevresinde Taşkömürüne ilaveten ardı ardına elektrik santrali, demiryolları, ateş tuğla, kâğıt, çimento ve kereste gibi devlet işletmeleri kuruldu.

Yöre insanı da geleneksel tarım ve hayvancılığı bırakarak bu işletmelerde çalışmaya başladı.

Türkülere konu olan Çaycuma’nın manda yoğurdu da damak tadı nostaljisi olarak kaldı.

Öyle ki, Çaycuma’da ikamet ettiğim 90’lı yıllarda, çok arzu etmeme rağmen köylü sütçümüz bize manda yoğurdu tedarik edemiyordu.

Aradan geçen yılların ardından devlet işletmeleri birer birer kapanmaya ya da küçülmeye başlayınca yörede işsizlik ve gelecek kaygısı ortaya çıktı.

Fakirleşen kara elmas diyarının semalarında karabulutlar kümelendi.

Umutların yerini karamsarlığa bıraktığı böyle bir dönemde Filyos Irmağı ile beslenen Çaycuma’nın bereketli toprakları üzerinde güneş yeniden doğdu.

Aynur Çakar adında bir hanımefendi, doğup büyüdüğü Çaycuma’da unutulmaya yüz tutmuş yöreye özgü manda yoğurdu üretimi için kolları sıvadı.

12 yıl önce yazmaya başladığı hikâyesini, bugün Türkiye’nin tanıdığı “Aynur Abla Çaycuma Manda Yoğurdu ” markasıyla zirveye ulaştırmayı başardı.

Aynur Çakar bu hikâyesini,  geçtiğimiz günlerde katıldığı “Süt Akademisi Başarı Hikâyeleri” adlı youtube programında kamuoyu ile paylaştı.

Söz konusu programın Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ve Burdur Gıda Tarım ve Hayvancılık Meslek Yüksekokulu’ndan Prof. Dr. Seval Sevgi Kırdar’ın koordinasyonunda yürütülmekte olduğunun altını çizmekte fayda var.

Süt aşkıyla çalışan başarılı kadınların konuk edildiği programına katılan ve bu süreçte en büyük desteği eşi Şenol Çakar’dan gördüğünün altını çizen Aynur Abla özetle şunları söyledi:

  • Butik bir dükkân açarak işe başladığımız zaman Çaycuma gibi bir yerde yoğurt satarak para kazanacağımıza çevremizde kimse inanmıyordu.
  • Başlangıçta manda sütünü önce köylülerden temin ettik. Ancak katkısız manda sütünden yaptığımız yoğurda olan talep artınca, manda sayısını artırmak için eşim Şenol Çakar’ın gayretleriyle Manda Birliği kuruldu.
  • Valilik, kaymakamlık ve diğer devlet kurumlarının desteği ve teşviklerle 200 olan manda sayısı bugün 2.000’e kadar yükseldi.
  • Katkısız manda sütüyle elde ettiğimiz manda yoğurdundan başka manda peyniri, kavurması ve sucuğu da üretiyoruz. Ayrıca yöredeki meyve ve sebzelerden yaptığımız tarhana, makarna pekmez, reçel gibi organik ürünlere de raflarımızda yer veriyoruz.
  • BAKKA’nın da desteğiyle Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Bursa’da kamyon sırtında açtığımız gezici stantlarla ürünlerimizi halkımıza tanıttık.
  • Bugün ülkemizin her noktasından gelen talepleri karşılayabiliyoruz.
  • “Aynur Abla Yöresel - Doğal-Organik-Ev Ürünleri”  ile “Aynur Abla Çaycuma Manda Yoğurdu” markalarının tescilini aldık.
  • Çaycuma’da 12 yıl önce Aynur Abla adıyla başlattığımız manda yoğurdu işinde bugün başka abla isimleriyle işletmelerin açılarak çok kişinin iş-aş kapısı haline gelmesinden dolayı çok mutluyuz.

Evet…

Zonguldak’ın 629 adımlık Gazipaşa Caddesi’nde sadece tekrardan öteye geçmeyen kısır konular değil, Aynur Abla’nın Çaycuma’daki başarı hikâyesi gibi ilçe, belde ve köylerdeki gelişmeler de konuşulmalı.

Artık söze değil; üretmeye, üreticilerimize destek olmaya, markalaşmaya ve refah seviyesini yükseltmeye ihtiyaç var.  

Sessizce gidip muhteşem bir dönüş yapan manda yoğurdu gibi, gurbetteki iş insanlarının memleketlerine dönüp yatırım yapmalarına ihtiyaç var.

Bunun için de zaman, egolarımızdan ve kıskançlıklarımızdan arınarak üretene, yatırım yapana destek olma zamanı.